Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış
Aradaki fark, emperyalizmin kol kanat gerdiği "diktatörler"in emperyalizmle karşı karşıya gelmiş "bir diktatörün" " konumlanışında yatıyor. "Hepsi bir" diyerek geçiştirmek aslında var olan emperyalist saldırganlığı dolaylı ya da dolaysız desteklemektir.
Biz sosyalist olmanın gereği bölgedeki emperyalist plan ve müdahaleye karşı çıkıyoruz. Şiddetle karşı çıkıyoruz. Bu yüzden AKP taşeronluğuna da, içerde AKP'nin gerici faşizmine de dik durmaya çalışıyor ve halkı da bu eksende siyaset yapmaya çalışıyoruz.
Sizin adınıza sevindirici bir gelişme... Esad'ı anti-emperyalist olarak tanımlamaktan vazgeçip, "emperyalizmle karşı karşıya gelmiş" olarak tanımlamışsınız. Bu daha az yüceltici. Artık siz bile Esad'ı anti-emperyalist olarak tanımlayamıyorsunuz.
Saddam da "emperyalizmle karşı karşıya gelmiş"ti. Ama onu İşçi Partisi dışında kimse yüceltmemişti. TKP de o zamanlar daha solda görünüyordu.
Kimyasal silahlarla Halepçe'de Kürd'leri katleden Saddam'a sunulamayan destek ve övgüler, kimyasal silahları kendi halkına kullanmakta Saddam kadar sicili dolu olan Esad'dan esirgenmiyor.
Neyse sizin bu tavrınızın daha genel bir yön değişikliğinin göstergesi olsun, dileyelim de.
Ama yine temkinli davranıyorsunuz. Esad'ı açıkça diktatör olarak niteleyemiyor, bu kelimeyi yine de tırnak içinde yazıyorsunuz. Yani "ben demedim, başkaları öyle diyor"...
