SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 15.10.2015- 00:50


Esasında demokrasinin içerik   olarak   yönettim biçimi olduğunu sanırım herkes kabul eder.

Demokrasi :toplumun yönetilem biçimidir.

Her sistem kendi demokrasisini yaratır. Sanırım buda kabul edilecek olanlardandır.

Demokrasiyi sistemsel bir yapının (o sistemi belirleyen koşulların )olmadığını söyleyenler ki toplumsal tarihe dümdüz bakanlar olarak değerlendirenler. Bu kez demokrasi denilen yöntem   biçimi   tartışılmaya kavranmlar içinde boğulmaya başlar.

Toplumsal sistemlerde demokrasi her zaman ortaya çıkabilir. Kölecilik ,feodel,yada burjuva sistemlerinde . Ancak yukarda   demiş olduğum gibi toplumları böyle   kendine özgü sistemler dahilinde değerlendirmeyenler bu sistemleri de kabul etmez ,toplumsal tarih kendine has özelikleriyle ayrılmayan toplumlar olarak görmekteler veya görmek istemekteler. İşin ilginci bunu açık açık ta söylememektedirler .

Diğer taraftan toplumsal yapıyı farklı koşularda farklı sistemleri sahip olacağını yada geçiş toplumlarında iki farklı sistemin iç içe durduğunu ve sistemlerin   (koşulların) bıçak gibi ayrılmayacağını değerlendiğrenlerde vardır . Hatta iktisadi alt yapının tamamen değişmesine rağmen eski   sistemin değerlerinin hala üste yapıda var olduğunu da kabul edilir.

Bu durumda demokrasi yönetme biçimi ise her sistem bunu kendine göre biçimlendirir. Köle demokrasisi ya da burjuva demokrasi ya da sosyalist demokrası.

Eğer bir Tarihsel metaryalist   anlayışa sahip olan demokrasiden söz ediyorsa bence bura da sosyalist demokrasiden bahsediyor demektir. Yani toplumsal demokrasiden. Çünkü sosyalist sistem toplumsal olandır.

Ve yine demokrasi derken sosyalist olanın içindeki yönetimden bahsediyor demektir. Yani Tarihsel metaryalist anlayışla olayları değerlendiren demokrasi derken sosyalizm demektedir. Yine ila sosyalizm demesi veya başına eklemesi gerek duymaya bilir. Bunun en iyi anlaşılacağı ise '' demokrasi derken nasıl bir demokrasiden bahsediliyor olmasıdır. Eğer toplumsal demokrasiyi bize anlatıyorsa ve savunuluyorsa vay   sosyalist demedin diyemeyiz. yada demiyor diyemeyiz.  

İçerik biçimi aştığında ila biçimi aramamıza gerek yok ..Gerçekte çok değerli birşey yapılıyor. İçeriğin   biçimi aşması isteniyor. Bu yönde çaba gösteriliyor .Ancak tartışma böyle olmuyor. İçeriği tartışırken biçim nerde diye biçim aranıyor.  

İşin gerçeği borganın bu işler hiçte umrunda değildir. Olmadığı içinde ,ıvır zıvır işlerle ne uğraşılıyor yeter artık diye nara atıyor. Esasında borga o yazısnda sol gösterip sağ çakıyor.







Bu ileti en son owert tarafından 15.10.2015- 00:53 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 18.10.2015- 13:07


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış



Kürt hareketi ne kadar dinamik bir yapı özelliği gösterirse göstersin Türkiye'ye özgü bir siyaset üretemiyor. Bundan sonra da üretemez. Kürt hareketinin Türkiyelileşmek gibi bir misyonunun da olduğunu düşünmüyorum. Bu katliamlar kapitalizmin ürettiği katliamlardır ve sınıf mücadelesini esas alan bir mücadele biçimiyle geriletilir. Türkiye sosyalistleri gözlerini kürt hareketine çevirmeden, toplum dışı teröre başvurmadan kendi yolunu kendisi çizmelidir. Bu yolun da örgütlenmeden geçtiği düşüncenize katılıyorum. Türkiye sosyalistleri örgütlenmeli ve halkı da örgütlenmeye çağırmalıdır. Örgütsüz bir halk yenilgiye mahkumdur ve başımıza ne geliyorsa bu örgütsüzlük nedeniyle geliyor. BHH'yı harekete geçirmek olabilir, kitlesel mitingler olabilir, işçi sınıfını harekete geçirmeden kapitalist düzende gedikler açmak mümkün olmuyor. Borga'nın söylediklerinin ise savunulacak bir yanı yok.



Kürt hareketinin toplumsallığı karşısında sosyalistler toplumsal bir güç olamadığı sürece solun bir kısmı kürt hareketinin neyi savunduğuna da bakmadan yanaşmak zorunda kalıyor. Güçsüzlüklerini bu şekilde gidereceklerini düşünüyorlar. Kürt hareketi neyi savunuyorsa savunsun destekleyicisi olan solun tavru hiç değişmiyor. Kürt hareketi AKP'ye karşı da olsa, kol kola girmiş de olsa kürt hareketi içindeki kuyrukçu solda hiç bir kımıldama olmuyor. Onlar bulundukları yeri hiç değiştirmiyorlar.   HTKP de aynı yolun yolcusu. Erkan Baş TKP'den ayrılış nedeni buymuş. Açık açık kürt hareketine yanaşmanın mazeretlerini üretmeye başladı.

Örgütlenme konusuna ben de katılıyorum. Kuyrukçuluktan sonra sosyalistlerin ikinci büyük sorunu da bu. Lafa gelince en büyük sosyalist oluyoruz, ''gel partide örgütlenelim'' denildiğinde köşe bucak kaçılıyor. Partileşmeden de parti eleştirmek kolay hale geliyor. Türkiye'nin sorunu silahlı mücadele değil. Solda bunu savunan bir güçlü bir hareket kalmadı. Forumlarda silahlı mücadelenin propagandası yapanların kendi söylediklerine inandıklarını da sanmıyorum. Bir örgüt kurulacak, illegal olacak, silahlı mücadeleyi savunacak, bu konuda eylemlerde bulunacak, gelişmiş devlet aygıtlarına yakalanmayacak ve bu yolla devrim olacak! Bunun inandırıcılığı yok.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 19.10.2015- 18:26


owert birkaç gün önce yazmıştı, Türkiye solunun mayasında sanki güce tapınma var. Her dönemde kendisinden daha güçlü gördüğü düzen soluna ilgi gösteriyor. Böyleyse, hiç bir değişiklik yok demektir. Kuyrukçu sol da o solun içinden çıktı, aynı davranışı gösteriyor. Sosyalistlerin o tarafta işi olmamalı. Kim bağımsız bir mücadeleden yanaysa orada toplanalım biz de. Onlar   kuyrukçuluktan, düzen solundan yana taraf alıyorlarsa, biz sosyalistler de bağımsız sınıf mücadelesinden yana taraf olmalıyız. Kuyrukçuluk o hale geldi ki, turnusol işlevi görmeye başladı. Turnusolu bu kuyrukçulara tut, '' ben sosyalist değilim, sınıf mücadelesi benden uzak dursun'' demeye başlarlar.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Adını koyalım artık: Faşizm... melnur 5 2941 12.03.2021- 00:48
Konu Klasör S.Demirtaş: Artık AKP'yi değil, geleceği konuşmalıyız melnur 3 2271 29.03.2022- 05:36
Konu Klasör ‘Artı değer’ tezi boş çıktı: Marx yanıldı… melnur 0 4 14.04.2024- 08:02
Konu Klasör Sandık ve polis yeter mi? munzur 0 3541 23.05.2016- 15:12
Konu Klasör TKP'nin referandum kararı: YETER! melnur 0 2978 24.01.2017- 16:30
Etiketler   Artık,   YETER
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS