SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kılıçdaroğlu'nun ''yeni'' türban önerisi..           (gösterim sayısı: 769)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 08.10.2022- 07:22


Aslında herşey Metropol'ün anketiyle başladı. Türban kazanılmış bir hak durumundaydı ve fiili olarak her yerde, her iş kolunda sorunsuz kullanılıyordu. Bundan sonra yasaklarla da geriletilmesi pek mümkün gözükmüyordu. Metropol anketinde türban yasağının geri getirilebileceği ve yüzde 30'un bu yönde eğilim gösterdiği ortaya çıkınca Kılıçdaroplu bu, durur mu; hemen sağını solunu, önün arkasını düşünmeden atıldı: ''Yasa teklifi vereceğiz, bu yüzde 30'luk kitlenin korkularını gidereceğiz!''

Erdoğan da hiç beklemedği bu pas karşısında haklı olarak yanıt verdi, ''ben ömrü hayatımda hep santrafor oynadım.''

Kılıçdaroplu siyasetin sonuç alma işi olduğunu bilmiyor. Bir gün altılı masa gibi siyaset olarak beş benzemez olan partileri bir araya getirebilir ve bir başka gün, tıpkı bu örnekte olduğu gibi kapanmış olan bir yarayı gereksizce kaşıyarak hem kendinin hem de ülkenin başına dertler açabilir. Sonuçta, Erdoğan'ın türban konusunda bir anayasa değişikliğine -yine haklı nedenlerle-''hayır'' deme zorunuluğuyla kaş yapayım derken göz çıkarma sonucuyla karşı karşıya kalabilir. Ülke gündemi de tıpkı Erdoğan'ın istediği gibi bu olayla, bu süreçle çalkalanır durur.

Kılıçdaroğlu'nun acilen önce cumhurbaşkanı adayı olarak altılı masa ve Emek ve Özgürlük İttifakı'nın adayı olması ve sonra da cumhurbaşkanı olarak seçilmesi gerekir. CHP'nin bir an önce Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığından ve onun ekibinden kurtulması gerekir. Ayrıca iyi bir cumhurbaşkanlığı da yapabilir.   Uzun ve başarılı olduğu söylenen bir memuriyet hayatı var!

Kapanmış bir yarayı kaşıyarak ve yeniden gündeme oturmasını sağlayarak siyasi olarak bir büyük yanlışlığın öznesi haline gelmiştir Kılıçdaroğlu. Erdoğan'a çok bildiği ve çok iyi top çevirdiği bir alanda hem gollük pas atmış ve hem de buralarda oyalanma fırsatı vermiştir. Artık ne doların yükselmesi, ne pahalılık, ne yoksulluk, ne de dış politikadaki zikzaklarımız... Varsa yoksa türban. Erdoğan aylardır böyle   bulutlu bir havanın gelmesi için uğraşıp duruyor, bir türlü de beceremiyordu; Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesiyle nihayet muradına erdi.

Bir müddet bu rüzgar bu şekilde eser durur, sıkıntı üzerine sıkıntı.

****
Oysa...

Bu ülkede başörtüsü-türban konusu fiili olarak çözülmüştür.. Uygulamada bir insan hakkına dönüşmüştür. Kadınların herhangi bir giysiyle herhangi bir işkolunda çalışması, kamu hizmeti alması ve vermesi bu saatten sonra yasaklarla giderilemez. İsteyen onu bunu giyer, isteyen başörtüsü-türban takar ya da takmaz. Burada önemli olan dini simgelerin bu denli yaygınlaşmasını sağlayan ve -türbanla ilgili değil- dinci siyasetin, tarikat ve cemaatlerin bu denli yaygın hale getiren iklimin ortadan kaldırılması ve bu sürece son verilmesidir. Laiklik karşıtlığı bir kadınımızın hangi nedenle olursa olsun başını örtmesi ve türban takması değildir. İlericilik türban karşıtlığı da değildir. Çocuklarımızı minicik yaşlarından itibaren cemaat ve tarikatların kucaklarına atarak, yaratılan gerici iklime teslim ederek, imam ve hatip olmayacakları biline biline buralara gönderilerek ve bütün klasik liselerimizi birer imam hatip okullarına dönüştürerek yaratılan iklimin ortadan kaldırılması, bu alanın olabildiğince daraltılmasından geçmektedir, çağdaş, ilerici tavır; yoksa bir genç kızımızın, bir kadınımızın başına öttüğü bir bez parçasıyla uğraşmak değildir. Kılıçdaroğlu'nun bu girişimi yanlış da, bu kadının saçını başını, başına örttüğünü diline dolamak çok mu doğru, çok mu solcu bir tavır oluyor?

Bir gerici iklim var, dedik, öncelikle bu gerici iklimin önünü alabilmek için ne yapmalı sorusunun yanıtını doğru bir biçimde vermeli değil miyiz? Bu soruya, bu soruna doğru bir yanıt verebiliyor muyuz, doğru bir tavır alabiliyor muyuz? Sosyalizmle çözülür! Bu mu yanıtımız, bu mu doğru stratejik tavrımız? Tamamı bir araya gelebilse yüzde biri beki aşabilecek ama bi araya gelmesi de asla mümkün olamayacak öznelerle mi siyai havayı sosyalizm rüzgarıyla doldurup sosyalist devrim yapacak ve sosyalizmi kuracağız? Yok böyle bir şey. Böyle bir iklim de yok. Bu kökten değişimi yaratablecek bilinçte ne işçi sınıfı ve ne de emekçi halk sınıfları var. Olmayacak, olamayacak koşullarda sanki olabilirmiş gibi bir tavrı ve bu tavrın gerektirdiği bir söylemi sürekli yinelemek boşa zaman kaybıdır, Karanlık gidiaştın önlenmesi yolunda en küçük katkısı yoktur.

Kılıçdaroplu'nun tavrı yanlış...
Peki doğrusu ne?
Kadının, kızın başörüsünü yasaklamak mı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Proleter_Devrimci
[ Proleter_Devrimci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.01.2019
İleti Sayısı: 132
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

26 kere teşekkür edildi.
44 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: Proleter_Devrimci
Cevap Tarihi: 10.10.2022- 21:39


Kılıçdaroğlu hala CHP'yi 2002 model Ak Parti haline getirme sevdasından vazgeçemedi.. Yirmi sene öncenin tartışmalarını bugüne taşıyarak, 2002 yılının Ak Parti'sinin söylemleri üzerinden muhafazakar cenahtan oy kazanmaya çalışıyor. Fakat içinde bulunduğumuz ekonomik ve siyasi problemler, muhafazakar cenahın bile bu konulara olan ilgi ve taleplerini ortadan kaldırdı. Hatta Ak Parti bile Kılıçdaroğlu'nun bu pasını boş geçerek, bu konu üzerinden gündemi değiştirmeyi gereksiz gördü ve konuyu fazla uzatmadı. Çünkü bugün Türkiye'de insanların içinde bulunduğu ekonomik koşullar, diğer politik tartışmalara olan ilgisini ikinci plana atmış durumda..CHP'nin de bir Sosyal Demokrat (!) parti olarak eğilmesi gereken konular bu ekonomik meseleler olması gerekirken, hala 20 yıl öncesinin tartışma konuları önümüze getirmeye devam ediyor. Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakası yaşarsak hiç şaşırmayacağım.

Gerçi bu durum Sol açısından olumlu olabilir. Düzen partilerine güvenilemeyeceği, oy uğruna düzen partilerinin çok kolay bir şekilde ideolojilerinden taviz verebileceğini gösterebilir. Fakat Sosyalist Sol'un içinde bulunduğu pasiflik ve toplumun sınıfsal bir bakış açısından yoksun olması, daha uzun bir süre bu gerçeklerin görülmesini engelleyecek gibi gözüküyor.

Fakat şimdilik sadece Ak Parti sonrası burjuva demokrasisi özleminde olan kimi solcular şunu bilmeliler ki, Kapitalizmin içinde bulunduğu kriz ve sağcı populizmin yükselişi günümüzde bunu imkansız kılmaktadır. Burjuva demokrasilerinin en gelişmiş biçimlerinin uygulandığı Avrupa'da bile toplumun aşırı sağa yönelişi bunu bize çok net bir şekilde gösteriyor.





Bu ileti en son Proleter_Devrimci tarafından 10.10.2022- 21:41 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.10.2022- 06:34


Fakat şimdilik sadece Ak Parti sonrası burjuva demokrasisi özleminde olan kimi solcular şunu bilmeliler ki, Kapitalizmin içinde bulunduğu kriz ve sağcı populizmin yükselişi günümüzde bunu imkansız kılmaktadır. Burjuva demokrasilerinin en gelişmiş biçimlerinin uygulandığı Avrupa'da bile toplumun aşırı sağa yönelişi bunu bize çok net bir şekilde gösteriyor.

Türkiye'de faşizm ve demokrasi konusuna veya AKP ve diğer burjuva iktidarlar konusuna bu şekilde bir yaklaşım hem eksik ve hem de sorunlu bir yaklaşımdır. Tıpkı ''Lenin'in dediği gibi demokrasinin sınıfsal bir anlamı olduğunu biliriz, bu yüzden demokrasi çığırtkanlığı yaparak seçimlerde oy avcılığı yapmanın burjuvazinin ahırına destekten başka bir iş yapmayanlara kanmayız'' diyen o keskin solcu-sosyalist görünümlü trollerin ikide bir başvurdukları cümle gibi olmuş. Sn. proleter-devrimci siz de böyle mi düşünüyorsunuz bilmiyorum, alıntı yaptığım cümleden bu durum pek anlaşılmıyor. Bu yüzden yarım veya eksik gibi sözcüklerle derdimi anlatmaya çalıştım.   Aslında aylardır hatta İBB seçimlerinden bu yana yapmaya çalıştığım şey bu.

Basit bir örnek: AKP-MHP ittifakı şu günlerde bir ''sansür yasası'' çıkarma çabasında. Yasalaştığında AKP hukukuyla birlikte muhalif kesimlerin seslei biraz daha kısılmış olacak. Bizler bile buralarda yazarken belki daha az eleştirmeye çalışacağız falan... Bunun nedeni ''kapitalizmin artık yönetememe sorunu   ile karşı karşıya kalması'' değildir. Nedeni AKP'dir. Nedeni Cumhurbaşkanı   Edoğan'ın neo-osmanlıcı zihniyetidir. Nedeni AKP-MHP ittifakının burjuva demokrasisiyle bile bağdaşmayan demokrasi anlayışlarıdır. İktidarda daha fazla kalmak ve iktidarı kaybetmemek adına her şeyi yapabilecek bir tiynette, bir anlayışta olmalarıdır. Demokrasi derken, demokrasi ister ve demokrasi için bir tavır alınmasını sürekli yinelerken kapitalizmden yana bir tavır almış olunmuyor, sosyalizm mücadelesinin tıpkı bir (sol) liberal gibi geri bırakılmış olmasını istiyor da değiliz. Ama faşizme karşı mücadelenin bir sınıf mücadelesi olduğunun altını çiziyor ve bu mücadelenin sonuç vermesi adına sandıkta gerekenin yapılmasını istiyor ve savunuyoruz. Sosyalistler, komünistler bunu savunuyor, savunmalı. Bu konuda hata yapılmamalı. Bu seçim sıradan bir seçim değil, bir referandum ve biz eğer yitrirsek bundan sonraki seçimin olup olmayacağı veya hangi koşullarda olacağı bir büyük sorun olarak karşımıza dikilecektir. Hep diyoruz ya, ''solun ayaklarını bastığı zemin'' diye... referandum yitirildiğinde o zemin ortadan kalkacaktır.

Bu yüzden eksik ve dolayısıyla hatalı bir yaklaşım olduğunu söyleme ihtiyacı hissettim, üstteki yorumun...





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.10.2022- 07:47


Kılıçdaroğlu'nu hemen her konuda eleştirmek mümkün. Sırası mı değil mi, ayrı bir konu ama bir konuda hakkını teslim etmek gerekir. Evet, bugün Erdoğan AKP'sinin sandıkta yenilgiye uğratılabilme olanağı ortaya çıkmışsa bunu Kılıçdaroğlu'nun ''beş benzemez'' partiyi bir araya getirebilme çabasına bağlamak gerek. İBB seçimleri dahil diğer   büyükşehirlerde Erdoğan AKP'sinin yenlgiye uğratılmasını da Kılıçdaroğlu'nun içimize pek de sinmeyen siyasal mücadelesine bağlamak mümkün. Kılıçdaroğlu hiç kolay bir iş yapmıyor. Dışarıdan bakıldığında pek çok ''yanlış iş'' belki de bu altılı masanın biraradalığı için gerekli bir tavır, onu da buradan kestirebilmek güç.

Yinelemekte yarar var; CHP HDP ve sosyalistler hep birlikte saray rejimini sandıkta yenilgiye uğratabilecek bir potansiyele sahip değiller. Türkiye gerçekten çok farklı dinamiklerin etkisinde yol alıyor. Ekonomi batmış,   ülke insanlarının çok büyük çoğunluğu açlık sınırının altında yaşamaya çabalıyor, işsizlik almış başını gitmiş ve saray rejimi hala yüzde kırklarda ise artk sıradan ezberlerin arkasına sığınarak siyaset yapmanın imkan ve ihtimali kalmamış demektir. Emperyalizm süslemeli söylemlerden başlayarak ve CHP dahil altılı masa eleştirilerinin bu aşamada gerekli olup olmadığı, yararlı olup olmadığı sorgulanmalıdır. Tekrar tekrar gözden geçirilmelidir. Altılı masaya ihtiyacımız mı yok, CHP ve HDP'yi tu kaka ilan ederek mi siyaset zemininde yol alacağız? Yoksa...

Evet, yoksa...
Saray rejiminin sürüp gitmesinden sosyalizm açısından... bir çıkar beklentisi...
Söylemesi bile o kadar zor geliyor ki.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.12.2022- 07:54


Kılıçdaroğlu kişisel ve siyasi becerileri sınırlı bir insan. Bir şekilde CHP'nin başına konmuş ve seçim yenilgileriyle bu güne kadar gelmiş, gelebilmiştir. Siyasetteki en önemli başarısının Erdoğan'ı seçim sandığında yenebilmenin ancak muhalif partilerin bir araya gelmesiyle olabileceğini görmüş, ve gerçekten de bu olmaz görünen işi başarabilmiştir. Liderlik konusunda kişisel becerilerinin eksikliğine rağmen 6'lı masayı bozmadan, bozulmasına da izin vermeden bugüne taşıması bence en önemli başarısıdır. Ekonomide, siyasette kimi çıkışlarının da bu başarının getirdiği özgüvenle gerçekleştirdiği söylenebilir. Ama medyanın karşısına her çıkışında ne zaman bir büyük pot kıracak diye yüreğimiz ağzımızda izlediğmiz olurdu. Açıkçası uzunca bir konuşmasını canlı olarak baştan sona izlediğim çok nadirdir. Kendisini pek de dinletemeyen birinin koca   CHP'nin başında neden bulunduğu sorusunun bile partide etkili bir şekilde sorulmaması bu ülke için de CHP için de bir başka sorundu. İyi bir devlet memuruydu; dürüsttü, bence sorumsuz ve yetkisiz bir cumhurbaşkanlığı da yapabilirdi. İşlerin iyi gittiğini de söyleyebilmek mümkündü; 6'lı masa topluma çok da heyecan vermese Erdoğan'n hataları, iş bilmezliği, ülkeyi taşıdığı noktanın insanlara bıkkınlık verdiği ve bir değişim arzusu yarattığı koşullar Kılıçdaroğlu'nunu Cumhurbaşkanlığına taşıyabilir, İmamoğlu'nun da partinin başına geçmesine yol açabilirdi Öyle düşünüyordum, ta ki, kendisine gösterilen zorunlu ilginin Kılıçdaroğlu üzerinde yarattığı temelsiz özgüvenin bir akşamüstü ''başörtüsüne yasal bir dayanak getireceğiz'' açıklamasına kadar. Kabuk bağlamış bir konuyu gereksiz bir şekilde açarak, kanatarak Erdoğan'ın en iyi oynadığı bir alanda rakibine neden böyle gollük bir pas verirsin? Bu nasıl bir iş bilmezliktir, anlaşılır bir şey değil. Zaten devlet olanakları rakibinin elindeyken böyle bir hatayı ancak Kılıçdaroğlu ve ekibi yapardı; yaptı! Şimdi hep birlikte ayıkla pirincin taşını durumu.

Bir başka büyük hatası, Erdoğan'ın en büyük ve önemli rakip olarak gördüğü İmamoğlu'nu devre dışı bırakacağı bir günde yurt dışına çıkmasıdır. Neymiş, böyle bir karar beklenmiyormuş? Ayda m yaşıyorsunuz siz? Hadi Kılıçdaroğlu'nun siyaset okuma gibi bir becerisi yok, etrafındakilerin de mi yok? İnsanın inanası gelmiyor. Memleket yirmi yıldır adım adım karanlığa gömülmüşken ve artık son bir seçimlik işi kalmışken Kılıçdaroğlu'nun hataları, iş bilmezliği, belki politik hırsına yenik düşmüşlüğü hepsi birden   Erdoğan'ı tekrar potaya sokmuştur. Düşünüyorum, İmamoğlu bu seçimde aday olamaz; Mansur Yavaş'ın adaylığı kolay kabul görmez, kala kala bütün hatalarına rağmen Kılıçdaroğlu'na mı kalacağız? İyi bir cumhurbaşkanı olacağına inanıyorum da, bu saatten sonra seçimi nasıl kazanacak?

Bu ülke insanlarının bir seçim yenilgisi daha görmesine ve AKP-MHP ortaklığının   iktidarlarını yeniden pekiştirmesine ve bundan sonra olabileceklere nasıl katlanılır?



( Sosyalist sol bu sürecin ve bu kısa yazının neresinde diye sorulacaksa, ''hiçbir yerinde'' diye yanıtlarım. Onlar hala sosyalist solun nasıl toplumsallaşacağı konusunda henüz bir çıkış yolu bulamadılar.)



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Yeniden türban konusu... melnur 1 2431 26.02.2019- 12:47
Konu Klasör Kemal Okuyan: Yeni Osmanlıcılık seçim sürecinde yeni bir hamle yapıyor... melnur 0 451 25.10.2022- 05:04
Konu Klasör TKP'den yeni parti çıktı! İşte yeni partinin ismi denizcan 0 5097 21.07.2014- 04:13
Konu Klasör Yeni dönem, yeni ihtiyaçlar ve TİP’in stratejisi;EŞİKTEKİ SOSYALİZM melnur 2 323 30.06.2023- 05:46
Konu Klasör Kürt çözümünde yeni dönem ve yeni toplumsallık... denizcan 0 3380 12.12.2014- 15:24
Etiketler   Kılıçdaroğlunun,   yeni,   türban,   önerisi
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS