SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 18 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   7   8   9   [10]   11   12   13   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 01.12.2014- 14:02


Devamlı böyle hızlı başlıyorsunuzda sonunu getiremiyorsunuz ne yazıkki. Yeni bir oluşum hayata geçirene kadar en doğru ve iyi olan BHH ama yenisı gelince bu unutuluyor ve en doğru vei yisi yeni olanı oluyor. Daha yakın geçmişe kadar Sol Cepheniz vardı ama şimdi asla bu cepheden söz etmiyorsunuz. BHH kurulmadan önce her gün buralarda Sol Cephenin ne kadar hızlı geliştiğini, doğru yolda olduğunu,...... sizlerin sayesinde okuyorduk.
HDP'ye karşı başarmaya çalıştığınız bir oluşum şimdiye kadar devamlı sınıfta kaldı. Bakalım yenisi nezaman sınıfta kalacak göreceğiz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 03.12.2014- 13:08


Misafir odası-Erkan Baş  

Bir süredir Birleşik Haziran Hareketi'nin (HAZİRAN) çeşitli il ve ilçelerinde yapılan toplantılarına katılıyorum ve izliyorum. Pek çok verimli tartışmayı izleme şansı bulduğumu söyleyebilirim, bununla beraber her yeni kuruluşun yaşaması doğal kimi sıkıntılar da var. Dün katıldığım Kadıköy Meclisi toplantısı sırasında daha önce Komünist dergisi aylık yayınlanırken yazdığım bir yazıyı hatırladım. O dönem Komünist yazıları internette yayınlanmıyordu, bu vesileyle tekrar paylaşmak istedim.

***

Baştan yazalım, okumaya başladığınız yazıda herkesin bildiği şeyler yazılacak, herkesin “zaten” bildiği şeyleri yapması için...

Örneğin şöyle başlayabiliriz. Sosyalist mücadele örgütsel, siyasal ve teorik boyutları olan bir mücadeledir. Bunlar birbirlerini bütünler ve biçimlendirir. Her devrimci için asıl olan bu üç alan arasında sağlıklı bir denge kurmaktır.

Türkiye’de bir dönem “teorinin çok da önemli olmadığı”nın söylenebildiği, pratik politik mücadelenin, eylem süreçlerinin yoğunluğunun verdiği “meşruiyet” ile teoriyi küçümsemenin çok da garipsenmediği bir dönem yaşanmış olabilir.

Bugün durum en azından görünürde bundan çok farklı...

Yakın geçmişin önemli kazanımlarından birisi, bütün Türkiye sol hareketi içerisinde teori ile en mesafeli kesimlerin bile teorik çalışmaları ve bilgiyi görünürde bile olsa önemsemeye başlamalarıdır. Bunun en güzel sonuçlarından birisi artık teoriye, bilgiye duyulan ilginin, bir "aydın sapması" veya “küçük burjuva hastalığı” olmaktan çıkması oldu.

Görünürdeki bu olumlu gelişmeye rağmen çeşitli tarihsel nedenlerle bu alanda iki temel sorunun devam ettiğini düşünüyorum.

Birincisi, eskisi gibi bir düşmanlık türetmemekle beraber, genel olarak devrimci hareketin kadroları arasında düşünsel üretimi kendisinin dışında bir alan olarak tanımlayan önemli bir nüfus bulunmaktadır.

Her devrimci kadronun mutlaka teorisyen olması elbette gerekmiyor. Düşünsel üretim bir biçimde yazmak eylemini de kapsar. Düzenli olmasa bile gerektiğinde yazamamanın önemli bir eksiklik olduğuna inanıyorum. Buna rağmen bunun telafisi mümkün bir zaaf olduğunu bir şartla kabul ederim, okumamanın telafisi mümkün olmayan bir zaaf olduğunun kabul edilmesi şartıyla...

Dert edinmemiz gereken ikinci sorun ise çok daha ağır sıkıntılara neden oluyor.

Önce tanımlamaya çalışalım.

Bu yazıda hep bilinen şeyleri yazacağız demiştik, örneğin şu satırların benzerlerini okumamış ve elbette öyledir dememiş olan solcu yoktur: “Marksizm bir eylem kılavuzudur. Teori deyince yalnızca kitap okuma veya temel teorik tezlerinin ezberlenmesi anlaşılmamalıdır”. Özetle Marksizm’in temel ayırt edici yönü dünyayı değiştirme iddiası taşımasıdır.

Bu bilinen şeylerin, biraz da sıkıcı biçimde tekrar edilmesinin nedeni, yakın zamanda birikimi ortalamanın üzerinde olan pek çok kişinin ve siyasal hareketin güncel siyasal değerlendirmelerinde, Marksizm’in en basit değerlendirmelerinden son derece uzakta konumlanıyor olması.

İş konuşmaya veya yazmaya geldiğinde pek çok değerlendirmemize katıldığını, en azından itiraz etmediğini gördüğümüz kişilerin, gündelik siyasal mücadele ile bu değerlendirmeler arasında en ufak bir bağ kuramaması çok üzücü.

Anadolu'da örnekleri var ama özellikle Boşnakların evlerinden biliyorum. Evin en büyük, en güzel odası içine en yeni eşyalar koyularak misafir odası olarak ayrılır. Burada büyük bir dolabın içinde evin en güzel tabakları, bardakları, çatal ve kaşıkları vardır. Günlük hayatta tek anlamı sürekli temizlenmesi olan bu oda hiç kullanılmasa da hep bakımlı ve temiz tutulur, olanaklar ölçüsünde eşyaları yenilenir. Tek kullanımı daha ziyade bayramdan bayrama eve gelen özel misafirlerdir.

Türkiye solunun düşünen kesimlerinin önemli bir bölümü için teorinin, bilginin artık sadece "misafir odası" olarak bir anlamı var. Bayramdan bayrama bir tartışmaya girilecekse veya yeni birileri ile temas kurulacaksa "bak bizim bir de böyle derin bir birikimiz var" diye gösterilmek üzere bir kenarda duruyor!

Bu son bölümün daha özel bir muhatabı da Türkiye’nin içinden geçtiği karanlık dönemde, çeşitli “son derece haklı gerekçelerle” bir kaç adım geride durduğunu gördüğümüz pek çok devrimci kardeşimizdir.

Bu yazı biraz da tarih bilgileri, teorik kavrayışları böylesi dönemlerde ne yapılması gerektiğini kavramaya fazlasıyla yetecek bu arkadaşlarımız için yazılmıştır.

Misafir odasında oturmaktan vazgeçme ve birikimlerini siyasal mücadeleye katma çağrısı olarak okunmasında bir sakınca yoktur.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 03.12.2014- 13:23


Haziran Hareketi ve siyasal gevezelik üzerine (Aydın Can)


Birleşik Haziran Hareketi örgütleniyor ve kanımca onun kendisine ve geleceğe dair daha açık mesajlarını 27-28 Aralık’ta toplayacağı ilk meclisinden alacağız.

Ancak o mesajlar da çağrı metninden hareketle daha en başından çeşitli yaftalarla ona ömür biçen kimi peşin hükümleri ve hükümlüleri doğal olarak tatmin edemeyecektir.

Neden doğal olarak?

Çünkü bu peşin hükümlülükte Türkiye solunun mevcut zaaflı hali ve ataletinin hem sonucu hem de aynı halin bir tür kendini savunma mekanizması olarak türemiş siyasal gevezeliğin önemli bir payı var. Gerçek bir temele dayanmayan mevcut çok parçalılığın ve solu çepeçevre kuşatarak onu hem ideolojik hem de pratik olarak gündelik yaşama, ülkenin siyasal gündemine müdahil olmaktan alıkoyan liberal-konformist zırhın birlikte ürettiği bir sorundan söz ediyorum.

Bu durumun en yalın halini, her sözde, her eylemde saf devrimci sözü ve eylemi arayan “mükemmelliyetçilikte” buluruz.

Ne Marx’ın:

“Devrimin kapıdan girişte kullandığı ad, hiçbir zaman zafer gününde sancaklarda yazılan ad olmayacaktır. Çağdaş toplumda devrimci hareketlerin başarı sansının olabilmesi için başlangıçta bayraklarının rengini, halkın mevcut iktidara karşı olduğu halde mevcut toplumla alıp veremediği bir şey olmayan kesimlerden ödünç alması gerekmektedir.”[1]

Ne de Lenin’in :

“…bütün önyargılarıyla küçük-burjuvazinin bir kesiminin devrimci patlaması olmadan, siyasal bakımdan bilinçsiz olan proleter ve yarı-proleter yığınların, toprakbeyliği, kilise, krallık boyunduruğuna karşı, ulusal vb. boyunduruğa karşı hareketi olmadan düşünülebileceğini sanmak, toplumsal devrimi reddetmektir. Bu bir ordunun belirlenmiş bir noktada mevziye girerek "biz sosyalizmden yanayız" ve bir başka ordunun da bir başka noktada saf tutarak "biz emperyalizmden yanayız" diyeceğini ve o zaman toplumsal devrim olacağını sanmak olur!...

“Saf” bir toplumsal devrim bekleyen kimsenin ömrü, bunu görmeye yetmeyecektir. Böylesi, gerçek bir devrimin ne olduğunu hiç anlamayan sözde-devrimcidir…”[2]

Şeklinde yaptığı yerinde uyarılar bu gevezeliğin önünü almaya ne o zaman yetti, ne de şimdi yetecektir.

Günümüzde, yaşadığımız topraklarda kazandığı özgül biçimiyle siyasal gevezelik, kendimizi dışarıda tutarak kolayca üstesinden gelebileceğimiz bir durum değildir.   O, ancak praxsis içinde, kendimizi eğiterek aşabileceğimiz, varlığımıza sinmiş, parçamız olmuş bir illettir.

Bu nedenle Birleşik Haziran Hareketi’ne omuz verenlerin daha soğukkanlı, sabırlı hareket etmeleri gerektiğini düşünüyor,   kolektif enerjiden çalacak zamansız, yersiz polemiklerden uzak durulmasını öneriyorum.

Kendi adıma, hareketin içinde neden yer alınması gerekliliğini de, çağrı metninden çok, aşağıdaki saiklerle açıklıyorum:

1.     AKP eliyle totaliter açık bir diktatörlüğe,   yanı başımızda patlak vermiş emperyalist bir savaşa ve doğrudan onunla bağlı, müdahale edilmediğinde iki halkın boğazlaşmasıyla sonuçlanacağı aşikâr, gerici bir iç savaşa doğru sürükleniyoruz.

2.     Burjuva muhalefetin bu gidişi durdurarak geçmişi restore edebilmesi mevcut dünya konjonktürünün katı gerçekliğinden kaynaklanan nedenlerle olanaksızdır.

3.     Seçenek tektir: Siyasal-ekonomik dayanağı olan, bu nedenle de somut, yakın hedef niteliği kazanmış, yüzünü sosyalizme dönmüş yeni bir cumhuriyet!

4.     Türkiye solu yukarıda özetlediğim zaaflı durumuyla, mevcut araçlarla bu konjonktüre müdahale edemiyor.

5.       Kürt sorununun Rojava Devrimi ve Kobané direnişiyle iyice görünürlük kazanan uluslararası boyutuyla daha da pekişen özgül siyasal öncelikleriyle Kürt Özgürlük Hareketi’nin ya da onun hegemonyası altında kurulan, kurulacak birliklerin de bu düğümü çözmesi   mümkün görünmüyor.

6.     Oysa içinde yaşadığımız toplumun aktif çoğunluğu, Haziran eylemiyle gidişi tersine çevirecek, ortaklaşmış doğru hedeflere süreklilik içinde yönlendiğinde, mücadele içinde kendisini dönüştürürken mevcut durumu da dönüştürecek diri güçlere ve potansiyele sahip olduğunu gösterdi. Mevcut yapılarla değil, ama Gezi deneyiminden hareketle geliştirilecek daha kapsayıcı, uygun araçlarla bu potansiyelin harekete geçirebileceğine dair önemli bir mesaj verdi.

7.     Tüm zaaflı durumuna karşılık, Türkiye solunun bir bölümü, kanımca içtenlikli bir davranışla, düğümü toplumun sömürülen, ezilen kesimleri lehine çözme umudu uyandıran siyasal bir araç önermiştir. Bu Birleşik Haziran Hareketidir.

8.     Birleşik Haziran Hareketi, sözüyle ve eylemiyle kendisini toplumsal ölçekte bağımsız siyasi bir güç olarak örgütleyebildiği ölçüde siyasal gelişmelere müdahale etme, sınıf mücadelesini yönlendirme gücüne erişecektir.

9.     Böyle bir gelişme, bir yandan kendi öncelikli siyasal gündeminin gerektirdiği adımları atmak, bir yandan da toplumsal muhalefet boşluğuna yanıt vermek gibi çetrefil bir siyasi sorumluluk altına itilmiş Kürt Özgürlük Hareketi’ni her iki alanda da rahatlatacaktır.

10.   Böylece Kürt sorunu, kısır tartışma ve polemiklerin konusu olmaktan kurtulacak; güncel siyasal öncelikleri farklı, ama dayandıkları sınıfsal kesimlerin çıkarları aynı iki devrimci dinamik olan Türkiye solu ve Kürt Özgürlük Hareketinin bölgeye yönelik stratejik bağlaşıklığının önü açılacaktır.

11.   Söz elbette önemlidir.   Ancak bir şey hakkında onun kendisi için ileri sürdüğü fikre dayanarak hüküm verilemez. Birleşik Haziran Hareketi’nin toplumsal ihtiyaçla örtüşmesi kadar salt muhalif olmaktan öte kurucu devrimci bir özneye ve dahası devrimci bir iktidar odağına dönüşüp dönüşemeyeceğini sergileyeceği pratik gösterecektir.

12.   Ve elbette, hiçbir hayale kapılmadan söylemek gerekir ki, Türkiye solunun başlarken özetlediğim zaaflı durumu kuşkusuz hareketin kuruluşuna, sözüne ve eylemine de yansıyacaktır. Önemli olan bu gerçekliği değiştirilmesi, dönüştürülmesi zorunlu olan bir veri olarak akılda tutarak işe başlamak ve çalışmaktır

13.   Bir aracın toplumsal ihtiyaçla buluşması, onu işlevsel kılar ama bu işlevsellik onu kendiliğinden devrimcileştirmez. Bunu yapacak olanlar komünistlerdir.

İşte bütün bu saiklerle, emperyalist savaşa karşı devrimci bir cephe oluşturmak; çıkması olası iç savaşı, diktaya son vererek yüzünü sosyalizme dönmüş yeni bir cumhuriyetin kuruluş mücadelesine dönüştürmek; salt direnen muhalif bir hareket değil, mücadele içinde kurucu niteliklerini pekiştiren alternatif bir iktidar odağını inşa etmek için bugün Birleşik Haziran Hareketi’nde olmak gerekiyor.
--------------------------------------------------------------------------------

[1]Karl Marx’ın 27 Temmuz 1857 tarihli New York Daily Tribune’da yayınlanan makalesinden, Grundrisse, Birikim Yayınları, Birinci Basım, Haziran 1980, s. 116. (Vurgu bana ait)

[2] Lenin’in   Temmuz 1916’da kaleme aldığı, Sbornik Sotsial-Demokrata, no 1, Ekim 1916 nüshasından yayınlanan “Ulusların   Kaderlerini Tayin Hakkı Üzerine Bir Tartışmanın Özeti” başlıklı makaleden, Ulusların Kaderini Tayin Hakkı, Sol Yayınları, Dokuzuncu Basım, s. 189. (Vurgu bana ait)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 04.12.2014- 14:36


“…bütün önyargılarıyla küçük-burjuvazinin bir kesiminin devrimci patlaması olmadan, siyasal bakımdan bilinçsiz olan proleter ve yarı-proleter yığınların, toprakbeyliği, kilise, krallık boyunduruğuna karşı, ulusal vb. boyunduruğa karşı hareketi olmadan düşünülebileceğini sanmak, toplumsal devrimi reddetmektir. Bu bir ordunun belirlenmiş bir noktada mevziye girerek "biz sosyalizmden yanayız" ve bir başka ordunun da bir başka noktada saf tutarak "biz emperyalizmden yanayız" diyeceğini ve o zaman toplumsal devrim olacağını sanmak olur!...

“Saf” bir toplumsal devrim bekleyen kimsenin ömrü, bunu görmeye yetmeyecektir. Böylesi, gerçek bir devrimin ne olduğunu hiç anlamayan sözde-devrimcidir…”


Lenin ne güzel söylemiş. BHH'ye karşı çıkanlar ''açıklamalarda neden sosyalizm yok'' diye eleştiriyorlardı, Lenin'in sözleri onlara kapak olsun!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 04.12.2014- 14:58


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

“…bütün önyargılarıyla küçük-burjuvazinin bir kesiminin devrimci patlaması olmadan, siyasal bakımdan bilinçsiz olan proleter ve yarı-proleter yığınların, toprakbeyliği, kilise, krallık boyunduruğuna karşı, ulusal vb. boyunduruğa karşı hareketi olmadan düşünülebileceğini sanmak, toplumsal devrimi reddetmektir. Bu bir ordunun belirlenmiş bir noktada mevziye girerek "biz sosyalizmden yanayız" ve bir başka ordunun da bir başka noktada saf tutarak "biz emperyalizmden yanayız" diyeceğini ve o zaman toplumsal devrim olacağını sanmak olur!...

“Saf” bir toplumsal devrim bekleyen kimsenin ömrü, bunu görmeye yetmeyecektir. Böylesi, gerçek bir devrimin ne olduğunu hiç anlamayan sözde-devrimcidir…”


Lenin ne güzel söylemiş. BHH'ye karşı çıkanlar ''açıklamalarda neden sosyalizm yok'' diye eleştiriyorlardı, Lenin'in sözleri onlara kapak olsun!




Lenin söyledi diye kuyrukçuluktan vaz geçeceklerini mi sanıyorsun? Onların BHH'ye karşı oluşları sınıfsallıktan veya başka bir nedenle değil, tamamen kuyrukçuluklarından kaynaklanıyor. Yarın, öbür gün HDP ''ben de katılıyorum'' desin, bu sefer bütün söylediklerini unutup, kürt hareketinin sözcülerinin katılma gerekçelerini savunacaklarını adım gibi biliyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 08.12.2014- 11:25


Aygün: Erdoğan Gezi ruhundan korkuyor

Birleşik Haziran Hareketi'nin Dikmen'de yapılan forumunda konuşan CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün "Tayyip Erdoğan hala kürsülerden Gezicilere kafa tutuyor, Gezi ruhundan hala korkuyor" dedi.

Resim Ekleme

(İleri - Ankara) Birleşik Haziran Hareketi Dikmen forumu bugün Sokullu Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda yapıldı. Saat 14.00’de başlayan etkinliğe Dikmen halkı yoğun katılım gösterdi. Etkinlikte konuşmacı olarak CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün ve CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın yer aldı. Foruma KESK eski başkanı İsmail Hakkı Tombul ve TMMOB başkanı Mehmet Soğancı’nın yanı sıra köy derneklerinden temsilciler ve muhtarlar da katılım gösterdi.

HAZİRAN GEZİ'NİN TALEPLERİNİ SAVUNACAK


Gezi’de yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşundan sonra kısa bir sinevizyon gösteriminin ardından söz alan Gökhan Günaydın Birleşik Haziran Hareketi’nin doğuşunu şu ifadelerle anlattı:

"Türkiye AKP’li yıllarla birlikte iktidarın tek parçalı hale getirildiği, faşizmin din sosuyla birlikte ülkemize hakim olmaya başladığı bir dikta rejimine doğru gitmekte. Neredeyse biber gazı ve TOMA’yla tanışmayan kimse kalmadı. AKP devlet aygıtlarının yanı sıra sivil milisleri de artık sokağa çıkarıyor. Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi, palalı vakası bunun açık bir kanıtı. Bizlerin AKP’yle mücadele dışında, onun sokaktaki milis kuvvetleriyle de mücadele edecek, kavga verecek bir birliğe ve kuvvete ihtiyacımız var. Birleşik Haziran Hareketi mutlaka bu birliğin ve kuvvetin adresi olacaktır. Haziran elbette farklıydı, sokağa çıkan gençler,kadınlar adeta; parklarımızı, meydanlarımızı kendimiz koruruz sizin çıkardığınız yasaları, kanunları tanımıyoruz anlayışını ete kemiğe büründürdü. BHH her şeyin yanında Gezi’nin taleplerini de mutlaka savunmaya devam edecek.’’

“ERDOĞAN GEZİ RUHUNDAN KORKUYOR”

Gökhan Günaydın’ın ardından söz alan Hüseyin Aygün CHP içinde yoğun bir BHH tartışması olduğunu belirtti. AKP'nin Birleşik Haziran Hareketi'ne yönelik engelleme girişimlerini hatırlatan Aygün “BHH hakkında mahkeme kararları var, bildirilerimiz toplanıyor, Kartal’da BHH toplantısına saldırı gerçekleşiyor, Engin Ardıç gibi iktidar yalakaları BHH hakkında yazılar yazıyor demek ki iyi yoldayız. Yavuz Bingöl’e gösterilen demokratik tepkiler Gezi ruhunun hala yaşadığının kanıtıdır. Tayyip Erdoğan hala kürsülerden Gezicilere kafa tutuyor, Gezi ruhundan hala korkuyor’’ dedi.

GEZİ DİRENMEYİ ÖĞRETTİ

Forum kısmına geçilmeden önce Yatağan İşçilerinin direnişi selamlandı. Forum kısmında bir çok katılımcı söz aldı ve BHH ile ilgili düşüncelerini ve sorularını iletti.

Söz alan katılımcılardan İsmail Hakkı Tombul: “Eğer bugün direnmezsek, yarın daha kötü bir Türkiye’de yaşayacağız. Onlar ne yapacaklarını biliyorlar, peki biz ne yapacağız. İşte BHH bunu tartışabileceğimiz ve sonuçlar çıkaracağımız bir alan. Bugüne kadar solcular olarak kimi alışkanlıklarımız vardı, bildiri dağıtırdık, eylem yapar basın açıklaması okurduk, ardından evlere dağılıp görevimizi yerine getirdik derdik. Bizler bunları yaparken AKP istediği her şeyi yaptı. Fakat Gezi bize direnmeyi bir kez daha öğretti, çünkü direndiğimiz için AKP istediğini yapamadı. BHH AKP’nin istediğini yapmasına izin vermeyecek bir güce mutlaka ulaşacaktır’’ diye konuştu.

Forum Dikmen Geçici Koordinasyon Kurulunun belirlenmesiyle birlikte sona erdi.




Bu ileti en son umut tarafından 08.12.2014- 11:25 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 08.12.2014- 14:50


HDK bileşenlerini "sosyalist hedef" yok, "kuyrukçuluk"   yapıyorlar diye eleştirenler "BHH" için bileşenlerin vehedeflerinin "sosyalizim" olduğunumu iddia ediyorlar?
Ayhün neredeyse baş rol oynuyor, yani CHP'ye "yedeklenme" var. Zaten yakında seçimlerde tüm gerçekler su üzerine çıkacaktır, acaba kaç tane "sosyalist" milletvekili CHP üzerinden parlementoya girdirilmeye çalışılacak göreceğiz.
Burada değinmek istediğim veya eleştirdiğim CHP ve bezeri partilerle ortaklık yapmak değil, bilakis başkalarına sosyalistlik konusnda laf bırakmayıp, KUH'a destek verenleri top yekün "kuyrukcu" ilan edip ama kendilerininde nerdeyse tıpa tıp benzeri bir başka ittifakı hayata geçirmelerisir. Yani nereden baksan tutarsızlık,......



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 08.12.2014- 15:07


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

HDK bileşenlerini "sosyalist hedef" yok, "kuyrukçuluk"   yapıyorlar diye eleştirenler "BHH" için bileşenlerin vehedeflerinin "sosyalizim" olduğunumu iddia ediyorlar?
Ayhün neredeyse baş rol oynuyor, yani CHP'ye "yedeklenme" var. Zaten yakında seçimlerde tüm gerçekler su üzerine çıkacaktır, acaba kaç tane "sosyalist" milletvekili CHP üzerinden parlementoya girdirilmeye çalışılacak göreceğiz.
Burada değinmek istediğim veya eleştirdiğim CHP ve bezeri partilerle ortaklık yapmak değil, bilakis başkalarına sosyalistlik konusnda laf bırakmayıp, KUH'a destek verenleri top yekün "kuyrukcu" ilan edip ama kendilerininde nerdeyse tıpa tıp benzeri bir başka ittifakı hayata geçirmelerisir. Yani nereden baksan tutarsızlık,......



Solcu arkadaş, başka bir konuda sana cevap yazmış. Sadece solcu değil, burada yazan herkes bu konuda yorumda bulunuyor, sen hala görmemeyi tercih ediyorsun.

Alişan İşçi partisi ve perincek üzerinden konuyu saptırmaya çalışıyorsun. Kuyrukçu sosyalist olduğunu söyleyip, sınıf mücadelesini savunduğunu iddia edenlerin kürt hareketinin ulusalcı, AKP'ci siyasetini kabul etmeleridir. Kendilerini inkar etmeleridir. Verdiğin örnekler bu konuya uymaz. Kuyrukçuluğu haklı çıkarmaz.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 18 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   7   8   9   [10]   11   12   13   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Birleşik Haziran Hareketi’nin geleceği denizcan 5 3772 24.12.2014- 12:14
Konu Klasör Haziran Hareketi kuruluyor, ya sonra? denizcan 2 3427 22.12.2014- 13:56
Konu Klasör 15-16 Haziran, sol hareket ve işçi hareketi proleter 1 4023 15.06.2015- 15:53
Konu Klasör Birleşik Haziran Hareketi Toplanıyor denizcan 1 4056 26.12.2014- 20:02
Konu Klasör 'Haziran Hareketi kurucu bir iradedir' dayanışma 0 2560 17.02.2015- 14:40
Etiketler   Birleşik,   Haziran,   Hareketi
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS