Müjde, müjde, müjde!!! Demek ki seçimler sonunda "diktatör"den kurtuluyoruz.
Ama bir tuhaflık yok mu bu işte? Nasıl yani, diktatör dediğin seçim yoluyla gelebilirdi ama seçimle giden diktatöre "diktatör" denir mi yahu? Ne olacak şimdi biz solcuların(!) fikrî tutarlılık sorunu?
AKP'nin oy oranı düşüyor diye kafayı yedin galiba. Bu diktatör seçimi mi, milletvekili seçimi mi? Diktatör nasıl gidecek?
Yeterli vekil sayısına ulaşamazsa, AKP'nin tek başına hükumet kurması mümkün olamayacak. Koalisyona gidilecek. Erdoğan'ın da gücü sınırlanmış olacak.
Gücü sınırlanmış birine "diktatör" denebilir mi? Denemez.
Peki, seçimlerle gücü sınırlanabilecek birine "diktatör" denebilir mi? Bunun cevabını da sana bırakıyorum.
Çeyrek başbakanın yerine Demirtaş başbakan olacak değil ya. Yine çeyreğin başbakanlığında (muhtemelen MHP ile) bir koalisyon kurarlar. Erdoğan başkanlık yetkilerini anayasadan mı alıyor? Anayasaya aykırı olarak başkanlık taslıyor. Bunun için de 12 Eylülcülerin anayasaya koyduğu her yöne çekilebilir maddeleri kullanıyor. Yine aynı şeyi yapacaktır. "Fıtratı" bu. Zırt pırt bakanlar kurulunu da toplayacak. Aklına eseni de söyleyecek yine. Üç çocuk da diyecek, kadın evde otursun da diyecek, sezaryene hayır da, faizler kalksın da, MB başkanı vatan haini de diyecek, komşu ülkelere de çatacak. Arap ülkelerine burnunu sokmaya da devam.
Bu ileti en son yorum2006
tarafından 20.03.2015- 12:31 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Kardeşim, ben diktatörlüğünü perçinleyememiş diktatöre "diktatör" demem.
Yandaşların tipik savunması bu. Abdulkadir Selvi televizyonlarda Erdoğan'ın ne kadar demokrat bir şahsiyet olduğunu, girdiği her seçimi kazanarak, halkın sevgisine mazhar olduğunu anlatıp duruyor. Selvi'nin internet şubesi olarak diktatöre diktatör dememeniz çok normal. Ama sen demiyorsun diye, diktatör diktatörlüğünden bir şey kaybetmez.
"Diktatörlüğünü perçinleyemeyen", önümüzdeki seçimlerde belki de "sandıkta tokat yiyecek olan", ama yine de "diktatörlüğünden bir şey kaybetmeyen" bir diktatör...
Devekuşu desem değil, kuş desem değil, deve desem o da değil... "Made in Turkey solcusu" bir tanımlama oldu bu.
Ama bu gidişle yakında mesajların büyük kısmını bu tanımlama kaplayacak. Geriye mesaj için yer kalmayacak.
Çeyrek başbakanın yerine Demirtaş başbakan olacak değil ya. Yine çeyreğin başbakanlığında (muhtemelen MHP ile) bir koalisyon kurarlar. Erdoğan başkanlık yetkilerini anayasadan mı alıyor? Anayasaya aykırı olarak başkanlık taslıyor. Bunun için de 12 Eylülcülerin anayasaya koyduğu her yöne çekilebilir maddeleri kullanıyor. Yine aynı şeyi yapacaktır. "Fıtratı" bu. Zırt pırt bakanlar kurulunu da toplayacak. Aklına eseni de söyleyecek yine. Üç çocuk da diyecek, kadın evde otursun da diyecek, sezaryene hayır da, faizler kalksın da, MB başkanı vatan haini de diyecek, komşu ülkelere de çatacak. Arap ülkelerine burnunu sokmaya da devam.
Zırt pırt kabineye başkanlık etmesi, aklına eseni saçmala... pardon söylemesi, onu diktatör yapmaz. Bir köşede söyler durur. Daha merkez bankasına bile sözünü geçiremeyen bir diktatör(!)den söz ediyorsunuz! Tweeter'ı bile kapatamayan bir diktatör!..
Bir kısım solun bu söylemini ideolojik ve maksatlı buluyorum. Bunu, bir kısım solun belli güç odaklarına manüple olmuş olmasıyla ilişkilendiriyorum. Esad'a diktatör demeyen, ama Erdoğan'a bol keseden "diktatör", "padişah" vb diyen bir sol!..
Çünki bir güç odağına karşı, başka bir güç odağıyla ilişkilenmiş. Açıklamam bu...
Kaçak efendi, anketler moralini bozdu galibe, önceki saçmalamalarını aratır hale geldin. Faşist, diktatör, gerici nerede olursa olsun faşist, gerici ve diktatördür. Devleti tam olarak ele geçirememiş olması onu demokrat yapmaz. Bu başlıkta yazacak başka bir şey bulamıyor musun? Saçmalamak fıtratında mı var senin?
Çok düşündürücü bir tablo ve bu tablo üzerinde en çok düşünmesi ve kafa yorması gereken de Selahattin Demirtaş'ın kendisi. Son grup konuşmasında, Cumhuriyet tarihinin en kısa konuşmasını yaparken söylediklerinde gerçekten samimiyse, gerçekten öyle düşündüğü içinse o söylenenler ve bu konuda Öcalan'ın özel talimatları yoksa, seçime parti olarak girme kararı bir kez daha gözden geçirilmelidir. Çünkü bu tablo AKP için ne kadar risk taşıyorsa, o riskler aynı zamanda AKP'yi iktidar yapabilecek avantajlar da içeriyor.
Bu anket yüzde bir buçuk hata payına sahip. Buna göre HDP'nin alacağı oyun yüzdesi 12.9 da olabilir, bu tabloya göre yüzde 9.9 olup, parti baraj altında da kalabilir. Böyle bir sonuç yüzde 40'ın altına düşmüş AKP'yi yeniden iktidar yapacaktır.
HDP seçimlere adaylarla katılsa önceki oyundaki artış ona fazladan 4-5 milletvekili de getirecektir. Belki 40, belki 45 olacaktır. Bu durumda AKP yüzde 40-43 bandında oy alsa bile 276'yı bulamayacaktır. Bu durumda hiç riske girmeden AKP'yi alaşağı etmek mümkün.
Soru şu; HDP çok önemli olan ve kendisinin de önemli gördüğü böylesine ''tarihi'' bir seçimde neden Türkiye'yi AKP iktidarına mahkum edecek bir riske giriyor? Parlamentoda 40 ile 50 milletvekili arasında partiye avantaj sağlayacak hiç bir farklılık yokken, Türkiye'nin yarınlarında bu kadar önemli olabilecek bir genel seçimde parti bu kararı ve riski neden alıyor?
Demirtaş, ''tarihi konuşmasında'' samimi ise bu konu ve bu anket üzerinde bir daha düşünür. Kötü senaryo gerçekleşirse alınan kararın sonucu AKP'ye iktidar teslim etmek olacaktır. Bugüne kadar bu yönde haklı eleştiriler almıştı, böyle bir sonuç eleştirilerin haklılığını perçinleyecektir.
Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış
Soru şu; HDP çok önemli olan ve kendisinin de önemli gördüğü böylesine ''tarihi'' bir seçimde neden Türkiye'nın altına düştüğünde'yi AKP iktidarına mahkum edecek bir riske giriyor? Parlamentoda 40 ile 50 milletvekili arasında partiye avantaj sağlayacak hiç bir farklılık yokken, Türkiye'nin yarınlarında bu kadar önemli olabilecek bir genel seçimde parti bu kararı ve riski neden alıyor?
Bu anketler Erdoğan'ın önüne de geliyordur. Erdoğan'ın kızgınlığı gezici'ye yapılan baskından da belli. Konuya bir katkı vereyim; HDP parti olarak değil, adaylarla katılsa AKP bu yüzdesiyle tek başına iktidar olabilir mi? Hiç bir şekilde olamaz.
HDP parti olarak girip baraj altı kalırsa AKP tek başına iktidara gelebilir mi? Gelebilir.
HDP'nin seçime parti olarak girmesi bu açıdan AKP'nin lehine. AKP bundan hiç bir şey kaybetmiyor.
HDP parti olarak barajı geçerse AKP çok şey kaybediyor mu? Bence kaybetmiyor. Oluşacak meclis aritmetiğinde AKP'nin koalisyon yaparak iktidarını sürdüreceği bir seçenek daha ortaya çıkıyor. AKP tek başına iktidar olamayacak bir meclis aritmetiğinde, AKP MHP koalisyonu için de, AKP HDP koalisyonu için de elini kuvvetlendirmiş olacaktır. MHP ile koalisyon görüşmelerine HDP'yi, HDP ile koalisyon görüşmelerinde ise MHP seçeneğini koz olarak kullanabilecek ve elini güçlendirecektir.
HDP'nin parti olarak girmesi her sonuçta AKP'ye yaramaktadır. Sorduğunuz soruya açıklık getirerek soruyu tekrar edeyim. HDP neden böyle bir karar alarak kendine çok da fazla katkı yapmayacak bir yolu seçti, bu yolun her şekilde AKP'ye yaradığını bile bile?
Seçimler yaklaştıkça solun bazı kesimlerinden HDP'ye oy çağrısı yapılıyor. AKP'nin geriletilmesi için HDP'nin barajı geçmesi gerekiyormuş! Hiç biri bu konuya değinmiyor, kurcalamıyor. HDP neden adaylrla değil de parti olarak seçime giriyor? AKP'yi geriletmeyi gerçekten isteyen bir parti AKP'ye iktidarı teslim etme riskini hangi gerekçeyle alır?
Çeyrek başbakanın yerine Demirtaş başbakan olacak değil ya. Yine çeyreğin başbakanlığında (muhtemelen MHP ile) bir koalisyon kurarlar. Erdoğan başkanlık yetkilerini anayasadan mı alıyor? Anayasaya aykırı olarak başkanlık taslıyor. Bunun için de 12 Eylülcülerin anayasaya koyduğu her yöne çekilebilir maddeleri kullanıyor. Yine aynı şeyi yapacaktır. "Fıtratı" bu. Zırt pırt bakanlar kurulunu da toplayacak. Aklına eseni de söyleyecek yine. Üç çocuk da diyecek, kadın evde otursun da diyecek, sezaryene hayır da, faizler kalksın da, MB başkanı vatan haini de diyecek, komşu ülkelere de çatacak. Arap ülkelerine burnunu sokmaya da devam.
Zırt pırt kabineye başkanlık etmesi, aklına eseni saçmala... pardon söylemesi, onu diktatör yapmaz. Bir köşede söyler durur. Daha merkez bankasına bile sözünü geçiremeyen bir diktatör(!)den söz ediyorsunuz! Tweeter'ı bile kapatamayan bir diktatör!..
Bir kısım solun bu söylemini ideolojik ve maksatlı buluyorum. Bunu, bir kısım solun belli güç odaklarına manüple olmuş olmasıyla ilişkilendiriyorum. Esad'a diktatör demeyen, ama Erdoğan'a bol keseden "diktatör", "padişah" vb diyen bir sol!..
Çünki bir güç odağına karşı, başka bir güç odağıyla ilişkilenmiş. Açıklamam bu...
Her işte kendisi belirleyici olmak istemiyor mu? Diktatör dediğin başka nasıl olur?
MB "vatan haini" lafından sonra faiz üst sınırını düşürdü. Daha ne yapacaktı? Bir gecede faizi sıfırlayacak değiller ya? Keşke sıfırlasalar, ülkenin kurtuluşu öne çekilmiş olurdu böylece. Ülkede diktatörlük olmasa, MB başkanı da istifa ederdi, Babacan da.
Twitter'i kapatmadı mı? Sürdüremedi, o başka. Çünkü twitter onun çöplüğüne ait değil. Uluslararası alanda diktatörlüğü sökmedi tabii.
Esad'a diktatör değil diyen oldu mu? Esad'ın diktatör olması, Türkiye'de de bir diktatör olmasının gerekçesi olabilir mi? Böyle mi savunacaksın diktatörlüğü?
Bu ileti en son yorum2006
tarafından 21.03.2015- 00:50 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Kaçak efendi, anketler moralini bozdu galibe, önceki saçmalamalarını aratır hale geldin. Faşist, diktatör, gerici nerede olursa olsun faşist, gerici ve diktatördür. Devleti tam olarak ele geçirememiş olması onu demokrat yapmaz. Bu başlıkta yazacak başka bir şey bulamıyor musun? Saçmalamak fıtratında mı var senin?
Yanarım yanarım ona yanarım; şu forumda kaç yıldır sizlere bir faydam olmadı, buna yanarım. Solcu'cuğum, ama biraz da sen gayret sarfetsen olma mı? Her şeyi devletten beklemek bizim millette millî ve genetik bir kusur mu? Hem "devlete karşıyız" dersiniz, hem de her şeyi devletten beklersiniz.
Solcu'cuğum, Erdoğan'ın diktatör olmadığını söylemek, onun demokrat olduğunu savunmak anlamına gelmez. Misal, sen Ahmet değilsin, bunu söylemek senin Mehmet olduğunu savunmak demek değildir.
Mesela sen bir diktatör değilsin. Ama demokrat da değilsin. Bunu anlamak çok mu zor?
Bir de solcu'cuğum, sana bir nasihat; gerçek hayatta bir insanla nasıl konuşuyorsan, forumlarda da öyle yazışmalısın. Gerçek hayatta bana yukarıdaki saçma sapan sözleri söyleyebilir misin? Utanırsın biraz, değil mi? Daha nazik olma gereği duyarsın. Üslup kabalaşmasından medet ummazsın da fikren bir şeyler katmaya çalışırsın.
Peki forumların dayanılmaz hafifliğine neden teslim oluyorsunuz? Elinizden başka türlüsünün gelmediğini ortaya koyuyorsun böylece. Ama çabalamazsan gelmez tabii.
Mesela şu: "Devleti tam olarak ele geçirememiş olması onu demokrat yapmaz." Yapmaz ve zaten demokrat olduğunu söyleyen olmadı. Ama solcu'cuğum, "devleti tam olarak ele geçiremeyen birine diktatör denebileceğini de ilk sizlerden duyuyorum.
Misal, bir kadının yarım hamile olduğundan söz edebilir misin? Ya hamiledir, ya da değildir. "Azıcık hamile" demek nasıl saçmaysa, "azıcık diktatör" de öyle saçmalıktır.
Her işte kendisi belirleyici olmak istemiyor mu? Diktatör dediğin başka nasıl olur?
MB "vatan haini" lafından sonra faiz üst sınırını düşürdü. Daha ne yapacaktı? Bir gecede faizi sıfırlayacak değiller ya? Keşke sıfırlasalar, ülkenin kurtuluşu öne çekilmiş olurdu böylece. Ülkede diktatörlük olmasa, MB başkanı da istifa ederdi, Babacan da.
Twitter'i kapatmadı mı? Sürdüremedi, o başka. Çünkü twitter onun çöplüğüne ait değil. Uluslararası alanda diktatörlüğü sökmedi tabii.
Esad'a diktatör değil diyen oldu mu? Esad'ın diktatör olması, Türkiye'de de bir diktatör olmasının gerekçesi olabilir mi? Böyle mi savunacaksın diktatörlüğü?
Esad'a "diktatör değil" diyen olmadı mı?!?! Aşkosun Yorum'cuğum, en başta Melnur olmak üzere, bu forumdaki cümle TKP, İP(VP) ve HKP sempatizanlarının Esad'ı korumak için nasıl dört döndüklerini bilmez gibi konuşmuşsun. Bana değil, onlara ayıp. kırılmasınlar sonra sana?!..
Esad gibi bir katili, bir despotu, bir diktatörü, sürekli olarak nasıl savunduklarını, "vatanını emperyalizme karşı koruyan bir kahraman" muamelesi çektiklerini, hatta oralara kadar gidip ona "boyun eğme" yazılı şal hediye ettiklerini bilmez misin?
Esad'ın diktatör olması elbette Erdoğan'ın diktatör olup olmamasını belirlemez. Benim demek istediğim şey, Esad'a diktatör demeyen bir kısım solcuların Erdoğan'a diktatör demekte birbirleriyle yarışmasındaki çelişkiye dikkat çekmekti. Neyse...
Devam edeyim. Evet, Erdoğan her şeyi kendi belirlemek istiyor ama bunu istemekle kalıyor. İşte bak, Arınç bile itiraz etti. İstediğini yapamıyor yani. Merkez Bankası başkanı da onun dediğini yapmadı. Gidip adama brifing verdi ve yine kendi politikasını devam ettirdi. En son, yine aynı faizler devam etti, değişmedi.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
