SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 18 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   12   13   14   [15]   16   17   18   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 25.12.2014- 16:18


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Verdiğin örnekler BHH ile ilgili değil. ÖDP örneği de doğru değil. Burada parti kurulmuyor. Doğru olsa bile, daha öncekilerde sana göre bir başarısızlık yaşanmışsa, artık bu yönde adım atılmaması anlamı çıkmaz. Başka çare yok çünkü. Hep bu şekilde deneme yapmak zorundayız. Düşündüğün zaman HKP'nin önerisini yazarsın. Yansıtma da yapmıyorum. Kitleyi örgütlemek konusunda başka bir yol biliyorsan, yazarsın.



Verdiğim örneklerin hepsi de BHH tarzı örneklerdir. Şekil olarak güzel gibi dursa da, kitle enerjisini harcamıştır.

Ayrıca bir HKP'li olarak önerimizi yazıyorum zaten, neden bir savunma psikolojisine giriliyor ki? Üstüne de eğer ki önerdiğimiz şekilde olmazsa, hem kitleyi örgütleyecek bir yığın hareketi olmak yolunda, hem de devrimi gerçekleştirme yolunda başarısız olacağını söylüyorum. Sen de buna karşı "şu yüzden başarısız olmayacaktır" diye yazman gerekir. Ayrıca kendimize Marksist-Leninist diyorsak "deneme-yanılma" yoluyla (ampirik yöntemle) değil, olgulara dayanarak yöntem üretiriz. BHH, olgulara dayanmıyor. Bir Türkiye hayal ediyor ve onun olgusuna bakmadan tespit yapıyor.

Ben devrim konusunda son derece ciddiyim, devrim yaşayacağımız maksimum 60-70 yıllık ömrümüzün boşa geçmemesi için tek yoldur. Dolayısıyla bir hareket insanların enerjisini boşa harcayacaksa onu tabii ki eleştireceğim.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 25.12.2014- 18:10


Güne Yürümeye Devam-Onur Kılıç*

Geçtiğimiz hafta sonu, Haziran Hareketi'nin Ankara ve İstanbul'daki coşkulu buluşmalarıyla geçmişti. Haziran, dün de İzmir'de görkemli bir buluşma gerçekleştirdi. 1 buçuk ay gibi bir zamanda düzenlenen 20'ye yakın forum ve pek çok meclis toplantısının ardından dün akşamki kalabalık moralimizi katlıyor. Salona sığmayan, Haziran'ın merhabasına ortak olan herkesin emeğine sağlık.

Edirne'den Diyarbakır'a, Hatay'dan Giresun'a 200 civarında forum düzenlenmiş. Bunların ve 3 büyük ildeki Haziran buluşmalarının ardından hareketin birinci kurucu dönemini tamamlıyoruz. Hareket bu dönemde forumlar ve yaygın toplantılarla fikri temellerini sağlamlaştırdı, iddiasını ortaya koydu. Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarla ortak çalışma deneyimleri kazandık, birbirimizi tanıdık. Farklılıklarımızı yürüyüşe engel görmeme konusunda önemli mesafe kat ettik.

Eksiklerimiz oldu, daha da olacak ama hareketin bundan sonrası esas olarak yürüyüşümüz içindeki yeni deneyimlerin karakterize ettiği, heyecanlı bir dönem olacak.

Önümüzdeki hafta sonu Haziran Türkiye Meclisi toplanıyor. Bu meclisle beraber, hareketin gerçek kuruluşunu ilan edeceği ikinci dönem başlıyor. Forumlarda biriktirdiğimiz zengin mücadele programı ve enerjisini ülkenin her yerinde tek yumruk haline getireceğimiz ve diktatörün karşısına dikeceğimiz bu zorlu dönem için hazırlığınızı yapın. Çünkü bu dönemin ve hakiki kuruluşumuzun en büyük anahtarı sokak olacak.
Şimdi kıyısından bozkırına, taşrasından metropolüne hınca hınç doldurduğumuz salonlardan sokaklara çıkma zamanı. Berkin'in sevgili babası Sami Elvan'ın İstanbul Haziran buluşmasında söylediği gibi; Kral'a karşı tek yumruk olma zamanı.

Haziran'ın güneşi doğmaya başladı, güne yürümeye devam.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 25.12.2014- 19:05


Alıntı Çizelgesi: tarihselmaddeci yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Verdiğin örnekler BHH ile ilgili değil. ÖDP örneği de doğru değil. Burada parti kurulmuyor. Doğru olsa bile, daha öncekilerde sana göre bir başarısızlık yaşanmışsa, artık bu yönde adım atılmaması anlamı çıkmaz. Başka çare yok çünkü. Hep bu şekilde deneme yapmak zorundayız. Düşündüğün zaman HKP'nin önerisini yazarsın. Yansıtma da yapmıyorum. Kitleyi örgütlemek konusunda başka bir yol biliyorsan, yazarsın.



Verdiğim örneklerin hepsi de BHH tarzı örneklerdir. Şekil olarak güzel gibi dursa da, kitle enerjisini harcamıştır.

Ayrıca bir HKP'li olarak önerimizi yazıyorum zaten, neden bir savunma psikolojisine giriliyor ki? Üstüne de eğer ki önerdiğimiz şekilde olmazsa, hem kitleyi örgütleyecek bir yığın hareketi olmak yolunda, hem de devrimi gerçekleştirme yolunda başarısız olacağını söylüyorum. Sen de buna karşı "şu yüzden başarısız olmayacaktır" diye yazman gerekir. Ayrıca kendimize Marksist-Leninist diyorsak "deneme-yanılma" yoluyla (ampirik yöntemle) değil, olgulara dayanarak yöntem üretiriz. BHH, olgulara dayanmıyor. Bir Türkiye hayal ediyor ve onun olgusuna bakmadan tespit yapıyor.

Ben devrim konusunda son derece ciddiyim, devrim yaşayacağımız maksimum 60-70 yıllık ömrümüzün boşa geçmemesi için tek yoldur. Dolayısıyla bir hareket insanların enerjisini boşa harcayacaksa onu tabii ki eleştireceğim.



Halkı örgütlemeye çalışmanın neresi yanlış bunu anlatır mısın? Bu yanlışsa doğruyu söyler misin? Lafı sürekli eğip büküyorsun. Kısaca şunu anlat da anlayalım. HKP'nin bu konuda yaptığı nedir, BHH'yi beğenmiyorsanız, başka bir önerin mi var.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 27.12.2014- 11:58


BHH: Avantajlar ve Kapıdaki Riskler-Metin Çulhaoğlu  


Siyasetin basit gerçeklerindendir: Siyasetteki özneler için doğrudan hasım öznelerin yanı sıra bir de “dış-yan özneler” vardır. Örneğin bugün solda yer alan özneler için AKP iktidarı doğrudan hasım öznedir; ancak siyasetin sol tarafında birden çok özne olduğundan, bunların birbiriyle ilişkileri dış-yan öznelik bağlamında düşünülebilir.  
Her özne, kendi dış-yan öznesine karşı şu ya da bu ölçüde kırılganlık taşır.

Örneğin sola bakarsak, bu alandaki özneler birbirlerinden etkilenirler. Etkilenmenin derecesi, “şunu da yaptıklarına göre artık bizim önümüz açıldı” umutlarından diğer tarafça izlenen siyasetin kendi içlerinde “kaynaşmaya” yol açıp açmayacağına ilişkin kaygılara kadar geniş bir alanda değişkenlik gösterir.

“Kırılganlık” sözcüğü, yakın dış etkilere açık olma durumunu anlatmak için kullanılmaktadır.

Elbette, “konsolide özneler” diyebileceğimiz örgütlerde bu anlamdaki “kırılganlık derecesi” düşüktür. Bugün Türkiye solunda konsolide öznelerin güçleri arasında büyük farklılıklar olmadığından kırılganlık derecesi hep düşük tutulabilmektedir. Yani işin püf noktası niceliktir. Bir “dış-yan öznenin” niceliği diğerine kat kat ağır basmadıkça, birinin söylediklerinin ve izlediği siyasetin daha sağlıklı ve tutarlı olmasının diğerlerindeki kırılganlık derecesini artırması gibi bir olasılık neredeyse hiç yoktur.

Ancak, bugün Türkiye solunda konsolide öznelerin ötesinde bir de “geniş özne” vardır: Birleşik Haziran Hareketi… Bu geniş özne, konsolide öznelerle birlikte herhangi bir siyasal örgütle ilişkisi olmayan kişileri de kapsamaktadır.
Dolayısıyla, kırılganlık söz konusu olduğunda BHH için konsolide özneler kadar rahat konuşmak ve kırılganlık derecesini düşük tutmak mümkün değildir. Hele bir de nicelik açısından BHH’yi aşan dış-yan öznelerin varlığı düşünüldüğünde…

Bu saptamalara rağmen BHH dışa karşı kırılganlık açısından avantajlı denebilecek bir ortamdadır ve konsolide özne kategorisine girmediği halde kendi kırılganlığını asgari düzeyde tutabilecek bir zeminde durmaktadır.
BHH içindeki unsurların deneyimlerini ve geçmişten çıkardıkları dersleri bir kenara bırakacak olursak bu avantajın başka kaynakları da vardır. Bunların en başında Haziran Direnişi gelmektedir. Gerçekten ciddi ve kısa sürede tükenmesi mümkün görünmeyen bir özgüven kaynağıdır.

İkincisi ve belki de birincisi kadar önemlisi, AKP’nin niyetlerinin ve bugün Türkiye’yi getirdiği noktanın tereddüde yer vermeyecek kadar açık olmasıdır. Sol üzerinde 25 yıldır hep bozucu etkiler yaratmış olan liberal ve sol-liberal tezlerin de aynı bağlamda düşünülmesi gerekir:    

Örneğin, “laikçilik” küçümsemelerinin, “paranoya” yakıştırmalarının, “yıllarca mağdur olanların silkinişi” edebiyatının ya da “merkez-çevre” teorilerinin bugün herhangi bir kıymeti harbiyesi kalmış mıdır?

Anlatmaya çalıştığımız, BHH’nin düne göre birtakım tortulardan, hep ayak bağı olmuş tartışmalardan arınarak bugün için mümkün olabilecek en ileri ortaklaşmaya oturma ve buradan yürüme şansına sahip olduğudur.
Evet, BHH içinde sosyalistler de vardır, sosyalist olmayanlar da. Ayrıca sosyalist olanların sosyalizm anlayışları arasında önemli farklılıklar olduğu da gerçektir. Ancak, sosyalist olmayanların da farklı sosyalizm anlayışlarına sahip olanların da sosyalizmi, uygulama mekânı ancak Antalya olabilecek bir fantezi saymadıkları kesindir.  

***

Zeminin ve ortaklığın belirli bir sağlamlıkta görünmesi, BHH’nin kritik birtakım uğraklarda hiç zorlanmayacağı anlamına gelmiyor kuşkusuz.

Örneğin, 2015 seçimlerine az kalmıştır.

BHH bu konuyu mutlaka en geniş katılımla, en açık biçimde ele alıp tartışacak ve bir sonuca varacaktır.

Gene de, seçimler yaklaştıkça BHH’nin bir yandan AKP’nin oyunu yüzde 30’un biraz üzerinde gösteren anketlerle “gitti gidiyor” (CHP), diğer yandan da “aştı aşıyor” (HDP ve baraj) bombardımanına maruz kalacağı kesin gibidir.
Gündem yoğun ve karmaşıktır, olasılıklar fazladır ve bugünden kesin konuşmak güçtür.

Ancak, BHH yukarıda örneklenen ve olası başka badireleri atlatırsa sol bu ülkenin siyasetinde ve gündeminde yerini pekiştirmiş olacaktır.      

Dünyanın yeni bir devrimci kabarma dönemine girme olasılığı düşünüldüğünde çok önemli bir kazanım sayılmalı ve gereği buna göre yapılmalıdır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 31.12.2014- 00:08


Umudun aklı ile iradenin öfkesi
Özenç K. Demir




Birleşik Haziran Hareketi Türkiye Meclisi 27-28 Aralık günlerinde 1500 delege ile Ankara’da toplandı.

Toplantı salonları sıcaktı. İçerik sıcaktı.

AKP düzenine tepki sıcaktı.

Çeşitli yerelliklerden gelen toplumsal dinamiklerin heyecanı sıcaktı.

Öfkenin sıcaklığı ve yıkıcılığı güzeldir, heyecan verir.

Ama, ortada hepimizin yanıtlaması gereken bir soru vardı: Ne yapacağız? Ne yapmalı?

Bu soruya; öncelikle siyasal içeriği düşünerek, siyasal biçim ile yanıt vermek gerekiyordu.

Toplumsal dinamiklerde ve yerelliklerde bilenen öfke ve heyecanın netleşmesi, odaklanması ve gerçek bir toplumsal örgütlenme yaratması gerekiyordu.

Özetle; ortak öfkeyi, ortak biz olan “Haziran”ı, ortak kimlik olan siyasi çizgiyi, toplumsal alanda var edecek bir açılım ortaya konması gerekiyordu.

Bu sorulara yanıtlar verilmesi gerekiyordu.

Bu sorulara yanıtlar verildi. Yanıtları toplantıların sonunda açıklanan Sonuç Bildirisi’nde okumak mümkündür.

Sonuç bildirisinin; toplantının içerik ve odaklanma anlamındaki donanımını artırdığını ve bu anlamda bir derinleşme sağladığını söylemek mümkündür.

Birleşik Haziran Hareketi 9 Şubat’a kadar kilitlendi.

BHH, bünyesinde barındırdığı toplumsal dinamiklerin “gericiliğe karşı laiklik için ayaktayız" sloganı etrafında kenetlendi ve 9 Şubat Eğitim Boykotu kararı etrafında kilitlendi.

Bu kilitlenme; kenetlenmeyi ve ilerlemeyi sağlar. Bay Diktatör kusura bakmasın, hükümeti “demokrasi ve hukuka geri dönmeye çağıran, yıllarca solun Türkiye’nin siyasal ve kültürel dokularından silinmesi için uğraşan sağlı-sollu liberaller kusura bakmasın, solun iç kültürüne “teşne olup” uzun yıllardır ülkede solcu olmayı “değiştirici/dönüştürücü ve kurucu iddialardan“ uzak durmak olarak resmedip “hazıra konanlar” kusura bakmasınlar.

BHH yürümeye başladı. BHH uğraşacak, didinecek ve Haziran’ı yeniden ayağa kaldıracak. Örgütlü bir biçimde “yeni bir Haziran” ortaya çıkartacak.

Toplantının sonucunu ve Haziran Hareketi’nin önümüzdeki bir aylık süreçteki güncelliğini bu şekilde ortaya koyabiliriz.

İLK GÜN NELER OLDU?
İlk gün siyasal tartışmaların ve heyecanın olduğunu, ama bu tartışmaların doğrudan ve etkili bir biçimde karar tasarılarında şekillenecek olan yönelim ve odaklanmayı “mükemmel” bir biçimde şekillendiremediğini söylememiz gerekiyor.

Heyecan dozu yüksek, ama siyasi odaklanması heyecanına nazaran düşük konuşmalarının olduğunu tespit etmemiz gerekiyor.

Mızıkçılık olsun diye değil. Yüz binlerin ve milyonların hareketi haline getirmek istediğimiz Haziran Hareketi’nin bugünü ve geleceği için.

Sözün kıymeti ve etkisini artırmak, eylemin kuvveti ile buluşturmak için.

Bunun için iç kültürümüzü zenginleştirici, enerji verici ve yaratıcı bir biçimde geliştirmeye ihtiyacımız var.

Bu ihtiyacı kahırlanıp “nerede yanlış yaptık?” sorularını daha bol sorarak gideremeyeceğimiz de açık. Biz ancak, ”nasıl toplumsallaşırız, nasıl ilerleriz, bu memlekette solun değerleri etrafında örülecek bir toplumsal örgütlenmeyi nasıl inşa ederiz?” sorularını sorarak ve yanıtlayarak iç kültürümüzü yenileyebiliriz.

İKİNCİ GÜN NELER OLDU?
İkinci gün öfke, akıl, doğrultunun bileşkesinden umut çıktı.

Laf olsun diye söylenmiyor, umut hissediliyordu.

Odaklanmanın önemli olduğu, doğrultunun ise güçlendirdiğini gösterdi.

Öfkenin yaratıcı bir akılla büyüdüğü, öfkenin siyasetinin ise yalıtkan değil iletken bir siyaset dili ile toplumsal örgütlenmenin enstrümanı olduğu görüldü. Toplumsal örgütlenme büyür ve serpilir ise burada neşenin de yeşereceğini, toplumsal örgütlenmenin neşe ile büyüyeceği ortaya çıktı.

Birleşik Haziran Hareketi ilk günün heyecanını korudu, ikinci gün akıl ve doğrultuda netleşti.

Siyasi tartışma başlıklarında tartışmalar yaşandı.

Farklı toplumsal dinamiklerin “AKP’nin ve siyasal/toplumsal sistemin” kritik bir noktasında odaklanmak konusunda netleşmeye başladığı görüldü.

Sonuç Bildirisi yazıldı.

“Çocuklarımızı ortaçağ karanlığına teslim etmeyeceğiz. Çocuklarımız için ayaktayız!

İlk barikatı kuruyoruz!

Dindar ve kindar bir nesil yaratmak için dayatılan eğitimde gericiliğe izin vermeyeceğiz!
Gericiliğe karşı laiklik için ayaktayız!
Sokaksa sokak, boykotsa boykot!

Bizi kavgaya davet ediyorlar, davetleri kabulümüzdür!”

Yani BHH diyor ki;

“Defansa gel, biz toplandık, hücum yapacağız. Ayağa pas yapacağız. Topları; sömürücüye, cemaatlere, ”modern güçlere”, liberallere, uzlaşmacılara şişirmek yok. Emekçiler, yurtseverler, ilericiler birbiriyle paslaşacak. Eğitim kanadından atak yapacak. Geleceğimizi karartanlara aydınlık yanıtlar vereceğiz. 9 Şubat’a kadar paslaşalım, kanatları kullanalım. 9 Şubat’ta hepimiz gericilerin ve yobazların ceza sahasını kuşatalım.”



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 31.12.2014- 15:04


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Alıntı Çizelgesi: tarihselmaddeci yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Verdiğin örnekler BHH ile ilgili değil. ÖDP örneği de doğru değil. Burada parti kurulmuyor. Doğru olsa bile, daha öncekilerde sana göre bir başarısızlık yaşanmışsa, artık bu yönde adım atılmaması anlamı çıkmaz. Başka çare yok çünkü. Hep bu şekilde deneme yapmak zorundayız. Düşündüğün zaman HKP'nin önerisini yazarsın. Yansıtma da yapmıyorum. Kitleyi örgütlemek konusunda başka bir yol biliyorsan, yazarsın.



Verdiğim örneklerin hepsi de BHH tarzı örneklerdir. Şekil olarak güzel gibi dursa da, kitle enerjisini harcamıştır.

Ayrıca bir HKP'li olarak önerimizi yazıyorum zaten, neden bir savunma psikolojisine giriliyor ki? Üstüne de eğer ki önerdiğimiz şekilde olmazsa, hem kitleyi örgütleyecek bir yığın hareketi olmak yolunda, hem de devrimi gerçekleştirme yolunda başarısız olacağını söylüyorum. Sen de buna karşı "şu yüzden başarısız olmayacaktır" diye yazman gerekir. Ayrıca kendimize Marksist-Leninist diyorsak "deneme-yanılma" yoluyla (ampirik yöntemle) değil, olgulara dayanarak yöntem üretiriz. BHH, olgulara dayanmıyor. Bir Türkiye hayal ediyor ve onun olgusuna bakmadan tespit yapıyor.

Ben devrim konusunda son derece ciddiyim, devrim yaşayacağımız maksimum 60-70 yıllık ömrümüzün boşa geçmemesi için tek yoldur. Dolayısıyla bir hareket insanların enerjisini boşa harcayacaksa onu tabii ki eleştireceğim.



Halkı örgütlemeye çalışmanın neresi yanlış bunu anlatır mısın? Bu yanlışsa doğruyu söyler misin? Lafı sürekli eğip büküyorsun. Kısaca şunu anlat da anlayalım. HKP'nin bu konuda yaptığı nedir, BHH'yi beğenmiyorsanız, başka bir önerin mi var.



Arkadaş lafı eğip büktüğüm yok, bu yapılanma halkı örgütlemeye yönelik değil. Partilerin kan kaybı sonucu ÖDP'nin 1996'daki birleşmesi gibi geçici bir müttefiklik. Bunu tüm partilerin şefleri söylüyor zaten, neresi laf eğip bükmedir bunun?

Bu süreç neden sağlıksız? Çünkü hiçbir hareket "ben geçmişte sahip olduğum programla yanlış yaptım, bu programı değiştirmek için birlikte iş yapacağım ve programımda yer alan hataları ortadan kaldırarak, diğer hareketleri de buna yönelteceğim" demiyor. Yani geçmişte yapılan yanlış hala duruyor. O yanlışı korumak için, yani statükoyu tutmak için iş yapılıyor. Ben bunun neresini destekleyeyim?

HKP ne yapıyor dersen, seçimlerde çalışma bile yapmadan 26000 oy aldı. HKP, diğer partilere göre imkanları olağanüstü kısıtlı bir parti. Yurtdışından destek alacağı "kaymak kadrosu" ya da "akraba takımı" yok. Buna rağmen seçimlerde bu oyu aldı. Silivri'deki CIA operasyonunu teşhir etti, diğerleri "sonuna kadar gidilsin" derken emperyalizmin çıkar çatışması sonucu da olsa bunun Türk Ordusundaki NATO karşıtlarını bitirme ve kitleleri İP, Kontr-gerillaya iteleme operasyonu olduğunu teşhir etti. Taksim-Gezi direnişinden "Türkiye Direniyor" gibi bir alabildiğine esnek yığın örgütü çıkardı ki bu hareket hala sürmekte. Ayrıca Borusan, Yurtiçi, MNG, PTT ve Zet Farma firmalarında direniş ve örgütlenme üretti yoldaşlarımız, bu çalışmaları ile Dünya Sendikalar Federasyonuna bağlı nakliyat işçilerinin uluslararası sendikası başkanı seçildi bir yoldaşımız. Yapamadıklarımız da gücümüzün sınırından dolayıdır. Ne zamana kadar? Güç kazanana kadar.

Biz farkında değil miyiz sanki Türkiye solundaki dağınıktan dolayı güçsüz olduğumuzu? Bal gibi farkındayız. Hala "Derleniş" diyoruz biz. Ancak böyle hataların üstüne yatarak Derleniş olmaz arkadaşlar, kusura bakmayın.

Ayrıca bir not daha, HKP BHH'ye çağırılmamıştır. Bunun sebebini de şeflerinize siz sorun.

BHH'nin her yaptığı mı yanlış? Tabii ki değil, laik ve bilimsel eğitime yönelik eylemlere biz de katılırız, destek oluruz, fikirler üretiriz. Ama hatalı olan hatasında ısrar ederse BHH'yi eleştiririz ve katılmayız. Bu kadar net.




Bu ileti en son tarihselmaddeci tarafından 31.12.2014- 15:04 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 31.12.2014- 15:38


BHH'nin geçici bir müttefiklik olduğunu hangi parti yöneticisi söylüyormuş? Burada bu kadar yazı var, hangisinde gördün bunu?   Arkadaşım, bugün kendine sosyalist diyen örgüt ve partiler sosyalist sola bir çağrıda bulunsa meydanlara kaç kişi toplayabilir, hiç düşündün mü? Kitleselleşme konusunda geride kalmış sosyalist solun, açıkladığı ilkeler yönünde halkla biraraya gelmesi neden eleştirilir; bunu da düşündün mü? HKP'yi çağırmamışlar diyorsun, gittiniz de almadılar mı? Düğün davetiyesi mi bekliyorsunuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 31.12.2014- 16:24


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

BHH'nin geçici bir müttefiklik olduğunu hangi parti yöneticisi söylüyormuş? Burada bu kadar yazı var, hangisinde gördün bunu?   Arkadaşım, bugün kendine sosyalist diyen örgüt ve partiler sosyalist sola bir çağrıda bulunsa meydanlara kaç kişi toplayabilir, hiç düşündün mü? Kitleselleşme konusunda geride kalmış sosyalist solun, açıkladığı ilkeler yönünde halkla biraraya gelmesi neden eleştirilir; bunu da düşündün mü? HKP'yi çağırmamışlar diyorsun, gittiniz de almadılar mı? Düğün davetiyesi mi bekliyorsunuz?



Daha dün Aydemir Güler "bu bir birleşme hareketi değil, böyle bir algılanma oldu ama doğru değil" diyor. Eğer bir hareketin sonucu birleşme değilse, bu uzun süreli olmaz. Bunu görmek için bulunan örgütlerin dışından bakmak gereklidir. Komünist bir parti, birleşik bir partidir. Türkiye'de sorun örgüt sorunu, ancak BHH gibi bir yığın örgütü sorunu değil, partilerin arınamama ve grup olarak kalma sorunudur. biz süreci izledik, BHH'nin eleştiri sürecinden geçmediğini, kendi eleştirilmesi gerekenlerini koruyarak, aydınların çağrısı ile ortak iş yapma kurumu kurduğunu tespit ettik. bunun adı da kusura bakmayın ama halkı örgütlemek değildir. kitlesellik gibi açığa çıkan bir sorunun üstünü örtmek için geçici iş yapmaktır.

Düğün davetiyesi de beklemiyoruz efendi, KP'si, HTKP'si, ÖDP'si aydınlar tarafından çağrıldı. Sol Cephe de aynı şekildeydi, Birleşik Muhalefet de. Ancak onların BHH'den farkı, diğer hareketleri çağırmaması olmuştu. HKP'nin BHH'ye çağrılmama sebebi de bellidir, geçmişteki ağır eleştiriler ve bunların özeleştirisinin verilmemesidir. Bunları   hareketlerin başları adları gibi biliyor. O yüzden düğün davetiyesi değil, özeleştiri bekliyoruz.




Bu ileti en son tarihselmaddeci tarafından 31.12.2014- 16:25 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 18 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   12   13   14   [15]   16   17   18   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Birleşik Haziran Hareketi’nin geleceği denizcan 5 3785 24.12.2014- 12:14
Konu Klasör Haziran Hareketi kuruluyor, ya sonra? denizcan 2 3437 22.12.2014- 13:56
Konu Klasör 15-16 Haziran, sol hareket ve işçi hareketi proleter 1 4038 15.06.2015- 15:53
Konu Klasör Birleşik Haziran Hareketi Toplanıyor denizcan 1 4071 26.12.2014- 20:02
Konu Klasör 'Haziran Hareketi kurucu bir iradedir' dayanışma 0 2567 17.02.2015- 14:40
Etiketler   Birleşik,   Haziran,   Hareketi
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS