SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.008
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.08.2023- 00:08


(face'e sabah yaptığım bir yorumdu, bu başlığa uygun.)

Liberal demokrasi ile sosyalist demokrasi arasında elbette fark var. Liberal demokrasiye sosyalistlerin bakışı da farklıdır ve özünde sınıfsaldır. Evet, bunları bilmek ve bu konudaki yorumları da anlamak gerek. Ama sorun sadece bu değil. Anlamamız gereken ve   içinden geçtiğimiz faşizm koşullarında anlaşılması gereken bir başka gerçeklik var ki, bence en az birincisi kadar önemlidir. O da AKP ve MHP ortaklığını, faşizm koşullarını ve saray rejimini hiç hesaba katmaksızın sanki kuramsal bir gerçeklikten söz edermiş gibi bir tavır takınmak ve dolaylı yoldan içinden geçtiğimiz karanlığın değirmenine su taşımaktır. Lenin'in sözü demokrasinin sadece bir sınıfsallık içerdiği ve her koşulda sosyalistler tarafından reddedilmesi gerektiği değildir. Lenin burjuva demokrasisinin proletaryayı eğitici bir rolü olduğunu ve önemsenmesi gerektiğini de söyler. Sosyalist mücadele tarihi faşizme karşı demokrasi mücadelesinin en başa yazılması ve sınıfsal mücadelenin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu da yazar. O halde?

Sanal medya bilerek ya da bilmeden yazıp çizdikleriyle   liberal güruhun bile gerisine düşen, bir şekilde trollük yapan ve kendini solcu, sosyalist,   ve dahi enternasyonalist komünist olarak niteleyen kişilerle dolu. Üzücü olan,   gericiliğin sol içindeki uzantılarından farksız olan bu kişilerin bu trollüklerine itibar edilmesi, alkış tutulması ve beğeni yollanması.

Gerçekten üzücü.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.008
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.09.2023- 04:24


Aslında Lenin falan bilmeye de gerek yok, çok basit bir muhakeme ile burjuva demokrasisi ile faşizm arasında bir tercihte bulunmak konusu geçtiğinde ''ikisi de aynı'' diyen bir kişinin akıl sağlığından kuşkulanmak gerek. Bertand Russel'in bir sözü var, -nerden, hangi kitaptan almışım, belli değil, yanıbaşımdaki mantar panoma iliştirmişim- ''İnsanlar bilgisiz doğar aptal değil. Eğitim yoluyla aptal olurlar.'' Eğitimin insanı aptallaştırdığını savunmak pek mümkün değil ama yarım bilgi, muhakemeden yoksun bilgi, ezbere dönüşmüş-dönüştürülmüş bilgi ve özyargıların beslediği bilgi insanı gerçekten sorunlu bir hale getirebiliyor.

Hemen her konu bağlamından kopartılıp, belli bütünsellik içinde ele alınmadıkça doğru bilgilerden de yola çıkılsa yanlış sonuçlara varmak mümkün hale gelebiliyor. Demokrasi konusu da öyle. Marksistlerin demokrasiyi sınıfsal bir bağlama oturtmuş olması, Lenin'in Ekim öncesinde demokrasi yerine devrimi işaret etmesi doğrudan bir demokrasi karşıtlığı yaratmamalıdır. Aynı Lenin'in demokrasi konusunda çok da olumsuz olmayan, yararları ve gerekliliğinden söz eden bir yığın açıklaması da vardır. Sadece bu konuda da değil, hemen her konuda benzer ve sanki çelişki içeriyormuş gibi duran söz ve tavırları vardır. Bu yüzden deniliyor, Marksizm Leninizm bir ansiklopedi değildir. Marksist ustaların kimi söylemlerini bağlamından kopartarak almamalıyız. Lenin partide azınlığa düştüğü 1903 yılında ''hizplere özgürlük'' mealinde bir tavrı benimsemiş görünüyorken, Ekim devriminden sonra parti içi muhaleetin bıktırıcı karşı çıkışları sonucunda ''bu adamları partiden atın'' diyebilmiştir. Bu iki farklı tavrın hangisi sosyalistlerin benimsemesi geeken tavırdır? Marksist ustaların polemik yaparken kullandığı sözleri genelleştirerek almanın, Marksizm Leninizmi kavrama konusunda doğru bir yöntem değildir ve olmamalıdır.

Biraz somutlarsak, bir dönem liberaller öncülüğünde AKP HDP ittifakının dilinden düşürmediği özgürlük ve demokrasi çığırtkanlığını savunmak ne kadar yanlış idiyse, bugün gerçek portföyü ortaya çıkan AKP'nin yarattığı parti devleti karşısında çubuğu demokrasiye doğru bükmemek ve demokraiyi sınıfsal mücadelenin bir parçası olarak savunmamak da o derece yanlıştır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.008
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 26.09.2023- 03:05


Sosyalistlerin iktidarın eşiğinde oldukları dönemle, güç biriktirdiği dönemler arasındaki siyasetleri farklılık taşımak zorundadır. Örnekse, birincisinde   doğrudan iktidarı ele geçirmeye yönelik siyasetler ve mücadeleler öne çıkartılmaya çalışılırken, diğerinde bu tür siyasetlerin yerini iktidar perspektifi de yitirilmeden demokrasi mücadelesi alacaktır. Bu yüzden Marksizm Leninizm'in bir ansiklopedi olmadığının bilincinde   olarak sağdan soldan bulabildiğimiz alıntıları bir ezbere dönüştürerek kullanmamak gerek. İş bu kadar kolay olsaydı, ''dışarıdan bilinc''e de gerek kalmazdı.   Hakkı arkadaşın bir zamanlar söylediği gibi, işçi sınıfı artık okuma yazmayı öğrendi, başkalarına ihtiyacı yok.''

Ama öyle değil, öyle olmuyor. Marksizm bir düşünme yöntemi olarak da kavranmadan işçi sınıfının tarihsel çıkarlarına yönelik siyasetler   oluşturabilmek mümkün değildir. İşçi sınıfı bu yüzden bu süreci yönetemez,   ve   tarihsel çıkarlarına yönelik stratejiler de üretemez. (Zamanı yoktur, parası yoktur, eğitimi yoktur.)

( Peki hiç mi yapılamaz, örnekse troçkist bir siteden bir iki alıntı yapmak veya liberalleşen solcuların Marks alıntılarını cımbızlayarak ve altına üstüne de birşeyler karalayarak bir yorumda bulunduğunu sanmak hiç mi yararlı değildir? Tam böyle değil, belki birkaç beğeni de alındığında egoyu tatmin edebilir ama o kadar. Sadece o kadar. Ha bir de serde trollük varsa bu yöntem kullanışlı olabilir. Bunun dışında zararlıdır, yanlıştır. Zararlı olması ( serde trollük yoksa) hem birilerini ve hem de kendini kandırma gibi olumsuzluklara yol açmasındandır. Kısa yoldan dönmekte yarar var ama, dediğim gibi bunun için de zamana, maddi koşullara ve belli bir eğitime ihtiyaç var. Öyle kısa bir zaman çinde de bunu gerçekleştirmek pek mümkün değil.)

( Bir yere kadar özenmek, takip etmek ve taklit etmek anlaşılır ve belki kabul edlebilir bir şey ama, tekrar ediyorum, serde trollük yoksa bu yöntem insanın kendini kandırmasından başka bir işe yaramıyor ve sonuçta bir karikatürden öteye geçebilecek özellik de taşımıyor.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.008
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.10.2023- 01:06


''...bir dönem liberaller öncülüğünde AKP HDP ittifakının dilinden düşürmediği özgürlük ve demokrasi çığırtkanlığını savunmak ne kadar yanlış idiyse, bugün gerçek portföyü ortaya çıkan AKP'nin yarattığı parti devleti karşısında çubuğu demokrasiye doğru bükmemek ve demokraiyi sınıfsal mücadelenin bir parçası olarak savunmamak da o derece yanlıştır.''

Böyle söylemişim ve oldukça da açıklayıcı, ayrıca bir   solcu, sosyalist, ya da enternasyoalist olma savında bulunan bir kişi için asla anlaşılmayacak ve benimsenmeyecek bir söz de değil. Belki biraz daha ayrıntıya girilebilir ve Marksist ustalar bağlamında biraz daha somutlanabilir.

Çok yineledik, Marksist ustalar açısından demokrasinin bir yönetim biçimi olarak sınıfsal bir niteliği var. Bu doğrudur. Böyle olduğu için de en sağından en soluna kadar düzen partilerinin tamamını aralarındaki farklılıkları görmeksizin aynı bağlama yerleştirmek mümkündür. Ne var ki aynı ustalar kimi koşullarda demokrasiye pozitif anlamlar da yüklemişledir. Lenin'in bu konudaki örnekleri yazının başında verilmişti. Benzer durum Engels için de geçerlidir. Engels tarihsel olarak bir yönetim biçimi olan demokrasiyi özetle sahtecilik ve iki yüzlülük olarak nitelerken bu yaklaşımını somut ''demokrasi mücadelesi'' bağlamında radikal biçimde değiştirebilmektedir. İsviçre iç savaşı sırasında ilkel demokrasi anlayışını savunanlara karşı verilen demokrasi mücadelesinin yanındadır ve bu mücadeleyi de övmektedir. Engels tıpkı Lenin örneklemelerinde olduğu gibi bu çelişik gibi görünen durumu demokrasi mücadelesinin proletaryayı siyasal egemenliğine yaklaştırdığı yorumuyla açıklar.

Aslında bu konunun anlaşılmaz bir yanı da bulunmamaktadır. Faşizmin egemen olduğu veya güçlü bir şekilde egemenlik kurmaya çalıştığı bir ülkede sosyalistler toplumsal alanda iktidarı alabilecek bir karşılığa da sahip değillerse, hiçbir gerekçeye ihtiyaç duymadan veya Marksist ustalardan bir referans aramaya çalışmadan demokrasi mücadelesinin doğrudan tarafı olmaları ve faşizme karşı bir mücadele hattı örmeye çalışmaları sınıfsal mücadelenin bir gereğidir. Tarihsel-kuramsal açıdan demokrasinin sınıfsallığına vurgu ile sınıfsal mücadele bağlamında demokrasi konusuna yaklaşım bu yüzden farklılık gösterir-göstermelidir. (Metin Çulhaoğlu bu durumu,   ''demokrasiye ilişkin kuramsal-negatif çözümleme ile betimleyici-pozitif değerlendirme'' olarak niteler.)

Şunu da eklemekte yarar var. Bir yönetim biçimi olarak sınıfsallıktan soyutlayamayacağımız demokrasinin ''biçimsel'' yanının kapitalizmin gelişmişliğine bağlı olarak kendiliğinden ortaya çıktığı söylenemez. Biçimsel de olsa otoriter veya totaliter işleyişlerin bir şeklde ve bir süreç dahilinde burjuva demokrasisine evrilmesi sınıf mücadelesi kapsamında gerçekleşmektedir. Bu yüzden sınıf mücadelesi aynı zamanda demokrasi mücadelesini de kapsamaktadır ve bir başka deyişle demokrasi mücadelesi sosyalistler tarafından sınıf mücadelesine içkin bir biçimde savunulmak durumundadır. Sınıf mücadelesinin önümüze koyduğu otoriter-totaliter yönetim-iktidar gerçekliği   karşısında ve   toplumsal alanda etkimizin de bulunmadığı koşullarda demokrasi mücadelesine sınıfsallık ezberleriyle sırtını dönmenin sosyalizmle ve sınıfsallık duruşu ve pozisyonuyla hiçbir ilgisi yoktur ve olamaz.

Sonuç olarak demokrasi konusunun hem tarihsel kuramsal bir yanının ve hem de sınıf mücadelesine bağlı bir öneminin olduğunu söylemek mümkündür. Sınıf mücadelesinin somut mücadele pratiği üzerinden yürütüldüğü gerçeği karşısında demokrasi mücadelesine ilişkin yaklaşımların   tarihsel-kuramsal nitelemelerle yapılmaya çalışılması sosyalist mücadeleyle uyumlu olmayan   ve de sınıf mücadelesini sorunlu hale getiren yaklaşımlardır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.008
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 13.10.2023- 08:23


Peki bu durum nasl yorumlanmalı sorusu belki biraz anlamsız kaçıyor, çünkü açıklamalar anlaşılmaz değil. Çok net olarak buradan anlaşılması gereken, özellikle solcular sosyalistler için faşizmin egemenlik kurduğu bir ülkede ve ayrıca sosyalistlerin topumsal alandaki etkisi de hemen hemen yok düzeyindeyken faşizme karşı somut bir tavır almanın karşılığı bir trol gibi ya da   fesli kadir'n sol ambalajlı bir versiyonu gibi ''demokrasi ama hangi sınıf?'' ezberi üzerinde tepinmeye çalışmak olamaz, olmamalı.

Bu tavır anlaşılmaz bir tavırdır, anlaşılmazlığı da bu tavrın gerçekten bir trol davranışı mı olduğu yoksa   cehaletin dip yapmış hali mi olduğu konusudur.

Başka bir anlamı olabilir mi?

Şu da eklenmeli, 14 28 mayıs seçimlerinde TİP'in diğer sosyalist partilerden çok daha fazla ilgi görmesinin bir nedeni de bu konuda baştan beri doğru bir siyasi pozisyon alması ve kitlelerle arasındaki mesafeyi de minimuma indirmesidir. TKP ise bir yıl boyunca ''bizde aday çıkaracağız'' demiş, kendi kitlesinde bile şaşkınlık yaratacak bir YANLIŞ tercihte bulunmuş, ısrar etmiş, savrulmalar yaşamış ve seçimlere çok kısa bir zaman kala da   saray rejiminin karşısında yer alacağını açıklama gereği hissetmiştir. Bu kitleye güven vermeyen siyaset de sandıkta bir karşılık bulmuştur.

Siyaset sonuç alabilmektir. Sosyalist siyasetin doğruluğu ve yanlışlığı   ise kitlelerle kurabildiği bağa bağlıdır ve bu bağ kurulamadığı, kitlelerle buluşmaya yol açmadığı sürece o siyasetin sosyalist bir siyaset olduğunu savunmanın anlamı olamaz. TİP ve TKP'nin seçim sonuçlarını doğru okuyabilmenin bir yolu da kanımca böyle bir çözümlemenin yapılmasından geçmektedir ki, sanırım buna da hepimizin ihtiyacı var. Çünkü hala ve hala karanlık bir tünelin içinden geçmekteyiz ve siyasi snobluğun bu ülkeye de sosyalizme de hiçbir katkısı bulunmamaktadır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.008
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.10.2023- 08:33


Sonuç; bir ülkede sosyalist solun, bilmsel sosyalizmi savunanların temel amacı kapitlizmi yıkmak ve sosyalizmi kurmak ve işçi sınıfının iktidar olmasına sağlamak ve bu yolda stratejiler oluşturmak ise, bu stratejinin temel dayanağı da emekçi halkla bir şekilde bağ kurabilmek ve sosyalistler ile sınıf-emekçi halk arasındaki açıyı daraltabilmektir. İşte bunun yolu da demokrasiyi sınıf mücadelesinin bir parçası haline getirerek savunmak ve bu konuda halkla birlikte mücadele alanları oluşturmaktır. Çünkü kapitalizm sıkıştıkça, kapializmin egemenleri, ve yönetici sınıfları demokrasiden de uzaklaşmakta düzeni daha otoriter ve totaliter tarzda yönetmeye çaba göstermektedir. Bu yüzden demokrasi deniliyor ve bu yüzden faşizme karşı demokrasi mücadelesinin altı kalınca çiziliyor.

Sosyalistler için faşizme karşı demokrasi mücadelesi bizatihi sınıf mücadelesinin kendisidir ve sınıf mücadelesi ekseninde savunulur ve yürütülür. Ve bu yüzden faşizme ve her türlü otoriter ve totaliter yapı ve anlayışlarla mücadele de emekçi halkla birlikte yürütülecek bir sınıf mücadelesinin ta kendisidir. Faşizme, her türlü baskıcı, gerici ve geriye çekici siyasetlere karşı mücadeleyi kendince gerekçelerle sınıf mücadelesinin dışında görenlerin ve kendince bir sözde mücadele yürütmeye çalışanların yaptıkları sadece toplumsa alanda karşılıksız kalan içi boş gevezelikdir ve dahası bilinçli ya da bilinçsiz egemenin ve/veya yönetici sınıfın değirmenine su taşımaktan başka bir şey değildir.

(Buna bir ek yapılacaksa sanal medyada bu işlevi yüklenen ve egemenin ve/veya yönetici sınıfın ekmeğine yağ sürmekten başka bir amacı olmayıp bunu çeşitli ve sözde sol ambalajlar içinde paketlemeye çaışanlar da   -cehaletin dip yapmış halini geçtik doğrudan doğruya troldür. Bu durumun, bu anlaşılmaz ısrarın başka bir açıklamasının bulunduğunu da sanmıyorum.)
.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Lenin'siz Marksizm ya da Lenin'in Marksizme katkıları... melnur 4 1926 23.02.2021- 06:00
Konu Klasör Sosyal demokrasi mi devrimci demokrasi mi? melnur 2 1084 29.08.2022- 08:41
Konu Klasör ''İlle de demokrasi''... melnur 2 1355 28.09.2021- 09:43
Konu Klasör Demokrasi ve sosyalizm... melnur 70 15859 24.03.2024- 08:51
Konu Klasör HDP, SOL ve Radikal Demokrasi... melnur 1 2123 21.06.2020- 03:33
Etiketler   Demokrasi,   Lenin.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS