SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 20 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   10   11   12   [13]   14   15   16   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 16.12.2015- 12:19


OWERT-Şimdi Marxsizmi-lenizimi bir kenarıya bırakalım,adam hala toplumların nasıl Tarihsel sosyal ,ekonomik   gelişmeler gösterdiğinden haberi bile yok.   Ve kendine Marxsist -leninisttim diyor . Ve böyle saçmalıklar içinde Kürt siyasalının peşine takılmış "biz önce kapitalizm içinde ulusal sorunu çözelim, sonra sosyalizm için mücadele ederiz" diyenlerin egemen olduğu toplumsal   tarihsel süreçten bi haberi olmayanların sol içinde egemenliği elbette önemlidir. Ve bunlara karşı mücadele   gereklidir Ancak   zaten toplumsal süreç bunları teşhir etmektedir, şu aşamada bile rezilikleri ortada ,bunlar kolay,işin zor tarafı kimlikçi siyasettin yüzünün teşhiri onun toplumları aldatmaya yönelik ve sabun gibi elinden kaçan halidir. Bana göre bu sol liberal ihanetlerden öte   daha beter   komünizm mücadelesine açık bir ihanetten başka bir şey değildir.


Bütün gücümüzle kürt siyasetine ve sol liberallere yüklendiğimizde ve yürüyememenin sonuçlarını onlara attığımızda çıkış yolu bulacakmıyız.

Hepimiz Deniz Mahir kuşağından geliyoruz o tarihi canlı canlı yaşadık bir çoğumuz Mahiri Denizi gördü onların ulaştırmak istediği zaferin bayrağını biz taşıdık. İçimizde çok ağır bedeller ödeyen, kıl payı yırtanlar oldu düştük yeniden ayaklarımız üzerine kalkarak yürüyüşümüze devam ettik elbette dökülenler oldu ama yolu hala sürenler sürmek isteyenler var.

Niçin başarısız ız niçin yığınlara ulaşamıyoruz .Bunun günahını Kürt siyasetine ve sol liberallere yüklediğimizde rahatlıyormuyuz.
1990 yılına kadar her şey normaldi işçilerde uzun yürüyüşler yapıyor bizde işçilerle buluşuyorduk .İşçi sendikaları o zor karanlık dönemi aşmıştı yapılan toplu sözleşmeler bayağı iyi idi sendikalı işçi sayısın bu günden çok yükseklerde idi.

1990 ların   derin devleti ne karanlık infazlara rahmen devrimci savaşım bu günden çok ilerdeydi. Peki ne oldu bizi durduran kürt siyaseti sol liberallermi idi.

Bizi durduran Sovyetler ve reel sosyalizmin çöküşü böyle bir duruma hiç hazılıklı değildik başımıza böyle bir şeyin gelebileceğini hiç aklımızdan geçirmiyorduk. Bazılarımız Sovyet sistemini eleştirsek bile böyle olacağını hiç düşünmedik bence bazı arkadaşlar bu şoktan hala kurtulamadı.

Şimdi artık arkamızı dayayacağımız önümüze kabe kayacağımız bir devlet yok .Artık yalnızız tek başımıza care arayacak düştüğümüzde elimizi uzatacağımız bir güç olmadığını fark etmemizin zamanı geldi.

Yeni dönemin yeni idolojilerini üretmemiz gerekiyor. Bu gün bize siyasal dayanak olan toplumsal kesim gericilerin etkisi altında tarihte böyle durum ilk defa olmuyor 1851 de Fransa da 1933 lerde Almanya da İtalyada hep bu tür olaylar yaşandı.
Ama bize de devleti her türlü değiştirmek isteyenlere de ilham kaynağı olan yoksulluk ve işçi sınıfı hala var bazı değişimler olsada var olmaya devam edecek.

Biz artık totular üretenlere bakmadan yeni dünya teorilerini üreterek yolumuzu yürümeliyiz. Bize yeni dönemin pusulasını gezi olaylarındaki toplumsal muhalefet gösterdi   artık sonuçların meydanlarda alınacağını hem gericilerin hem komünistlerin aynı çamurdan faydalandığını afrika ülkelerindeki bahar eylemleri de bunu anlattı.

Dünya kapitalizmi ve gelişen teknoloji toplumun büyük bir kesimini porleterleştirdiğini proleteryanın sadece fabrikalarda olmadığını küçük sermaye sahipleri bile proleterya ile aynı sınıftan olduğunu toplumsal sistem bize bunu anlattı.

Bize kalan beyinlerimizin özgürleşmesi demokrasinin olmazsa olmazlığının savunuculuğudur.
Totuları arkamızda bırakarak elimizde ki pusulayı kullanmaktır



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 19.12.2015- 11:30


Hakkı arkadaş, ''yeni dünya teorisi'' derken ne anlatmak istiyorsun, bunun marksizmi çöpe atmak olduğunu anlayamıyor musun? Hem marksist olmak, hem marksizmi çöpe atmaya çalışmak nasıl bir şey oluyor?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 19.12.2015- 11:56


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Hakkı arkadaş, ''yeni dünya teorisi'' derken ne anlatmak istiyorsun, bunun marksizmi çöpe atmak olduğunu anlayamıyor musun? Hem marksist olmak, hem marksizmi çöpe atmaya çalışmak nasıl bir şey oluyor?



Davit Harvey i oku



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 19.12.2015- 18:27


Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Hakkı arkadaş, ''yeni dünya teorisi'' derken ne anlatmak istiyorsun, bunun marksizmi çöpe atmak olduğunu anlayamıyor musun? Hem marksist olmak, hem marksizmi çöpe atmaya çalışmak nasıl bir şey oluyor?



Davit Harvey i oku



Şimdi de marks'ı bırakıp Harveyci mi oldun? Harvey'de Marks'ı yanlışlayacak bir şey buldun mu mesela, proleter diktatörlüğü, devrimi yanlışlıyor mu? Devrimden sonra ''liberalizmden korkmuyorum'' deyip liberalizme özgürlük mü diyor?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 19.12.2015- 22:50


Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış


Şimdi de marks'ı bırakıp Harveyci mi oldun? Harvey'de Marks'ı yanlışlayacak bir şey buldun mu mesela, proleter diktatörlüğü, devrimi yanlışlıyor mu? Devrimden sonra ''liberalizmden korkmuyorum'' deyip liberalizme özgürlük mü diyor?



Tembellik etme sende oku.

Kitap okumayan Marxist mi olur. Birde devrim yapacağım diye ortada geziniyorsun Kitap okumaya üşenen insan devrim için yatağından kalkmaz.

Ama sen okumadan alim kesilenlerdensin anlaşılan . Libaraller en azından okuyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 20.12.2015- 10:06


Bütün gücümüzle kürt siyasetine ve sol liberallere yüklendiğimizde ve yürüyememenin sonuçlarını onlara attığımızda çıkış yolu bulacakmıyız. ?

Niçin başarısız ız niçin yığınlara ulaşamıyoruz .Bunun günahını Kürt siyasetine ve sol liberallere yüklediğimizde rahatlıyormuyuz.

1990 yılına kadar her şey normaldi işçilerde uzun yürüyüşler yapıyor bizde işçilerle buluşuyorduk .İşçi sendikaları o zor karanlık dönemi aşmıştı yapılan toplu sözleşmeler bayağı iyi idi sendikalı işçi sayısın bu günden çok yükseklerde idi.

1990 ların   derin devleti ne karanlık infazlara rahmen devrimci savaşım bu günden çok ilerdeydi. Peki ne oldu bizi durduran kürt siyaseti sol liberallermi idi.

Bizi durduran Sovytler ve reel sosyalizmin çöküşü böyle bir duruma hiç hazılıklı değildik başımıza böyle bir şeyin gelebileceğini hiç aklımızdan geçirmiyorduk. Bazılarımız Sovyet sistemini eleştirsek bile böyle olacağını hiç düşünmedik bence bazı arkadaşlar bu şoktan hala kurtulamadı.


Bu alıntıların hepsi Hakkı arkadaştan .

Üzerinde düşünmek gerek gerçekten Hakkı arkadaş benden alıntı yapıp ben bunlarımı demek istiyorudum.

Tek cevap Hayır.  

Ben dış etkenin belirleyici olmayacağını iç dinamiğin her daim belirleyici olduğuna inanırım.

Kürt siyasalı kendi çizgisinde ve kendi içinde tutarsızlıkları olsa da   tutarlı . Ama kendi çizgisinde tutarlı.

Türkiye sosyalistlerinin güçlenmemesinde bir başkalarına gerekçe olarak sunmanın gerçeklikle bağdaşmadığını bilenim. İşin ilginci eğer böyle bir yönelimim olsa Burjuvayı da gerekçe olarak sunabilinir olacağını bilenim. Yani yahu şu burjuva olmasa varya bakın biz nasıl oluruz demek gibi birşey olduğunun acemiliğine kadar bu iş gider.

Kürt siyasalı sosyalist mücedeleyi örslüyor derken bu sadece bir tespittir. Yani sosyalistler denilen bakın beyler böyle birşey var ortada demektir. Bu durumda sosyalistin buradan sorumluluk çıkarması gerekir. Öncelikle bunu kabul ediyormuyuz. Mesele bu. Daha bunu kabul etmediğimiz ve farkına varamadığımız koşullarda ne yapıcağımız tartışmasına girilmemesi   ''Sadece   ''günahını Kürt siyasetine ve sol liberallere '' yüklemek tartışmalarında   kalıyoruz.

Bakın Hakkı arkadaşta düşünürken çelişkiye düşüyor Şöyle diyor

''1990 yılına kadar her şey normaldi işçilerde uzun yürüyüşler yapıyor bizde işçilerle buluşuyorduk .İşçi sendikaları o zor karanlık dönemi aşmıştı yapılan toplu sözleşmeler bayağı iyi idi sendikalı işçi sayısın bu günden çok yükseklerde idi.

1990 ların   derin devleti ne karanlık infazlara rahmen devrimci savaşım bu günden çok ilerdeydi.


Demek k 90 sonrasında işlerin değiştiğinin farkındalığını Hakkı arkadaşta görebiliyor.   . 90 yılına kadar ki 12 eylül ve hakkı arkadaşın özel önem affettiği ''Sovytler ve reel sosyalizmin çöküşü'' ne rağmen bişeylerin olduğunu kabul ediyor . Ama 90 sonrası özelikle 93 yıllarında o devleti ne karanlık infazlar ve iyice Devlet Kürt siyasal çatışma ortamında bu sınıfsal savaşım dibe vurmaya başladı. Kürtler nerdesiniz sosyalistler,solcular katlediliyoruz ,öldük bittik ne biçim devrimci ve sosyalistlersiniz diye bastırırken Türkiye sosyalistleri suskunluğuna devam ettiriyorlardı.  

Net bir sonuç: Türkiye sosyalistleri ortaya poltik tarz koyamıyordu. Koyamadığı için Susuyordu. İşte Türkiye sosyalistlerinin güç kaybı , güçlenememsi bu tarihten sonra başlar ki tam   12 eylül ve sovyetler sendorumundan kurtulmaya başladığı aşamada ortaya çıkandır.

Kısaca Türkiye sosyalistleri ulusal saikler ve baskılayımlara mağlup olmuşlardır. Ulusal sorunun sınıfsal sorunun önüne geçmesine ses çıkarmamış ,susmuştur. Türkler -Kürtler arasına sıkışmış ,ulusal veya kimlik sorununun ülke gündeminin baş mesele haline gelmesine izin vermiştir .

Ve bugün hala bu durumdadır.   Ve böyle olduğu müddetçe türkiye sosyalistleri ayağa kalkamaz. İşte Haziranla ayağa kalmaya çalıştı ki   HDP içinde kürt siyasalının peşine takılmış sosyalist ve kürt siyasalının ortaklaşmasıyla ortak operasyona kafası ezildi darma duman edildi.
Ve ben bugün şunu demek istiyorum. Türkiye sosyalistleri Kürt siyasalına poltik(ideoljik ve pratik) bir tutum belirlemelidir ? Onunla kendi arasında ayrımı toplumların anlayabileceği biçimde   net açık ortaya koymalıdır. Bunda geç kalmıştır. Böyle olduğu için Türkjiye sol ve sosyalist hareket güçlenemiyor. Ulsal ,mezhepler ,kimlikler hengamsi altında eziliyor ,ve bu olguların kendi önünü kapattığını kendisini örslediğini farkında olmasına rağmen farkında   bile değilmiş gibi davranıyor . Geç kalınmasının nedeni kürt siyasalına   karşı çıkacak gücü kendinde bulamamasındandır .İşin tuhafı İdeolojik olarakta bunu yapmaması. Ve yapacak olanları susturması (şimdi zamanı değil,destekliyoruz ama eleştirel hakkımız baki, yada suya sabuna dokunmadan ortalıkta dolanma politikası)
PKK Türkiye sosyalistlerinin uç unsurlarına Pratik tavır koyması ve sosyalistlerin buna karşı tavır göze alamaması ...Kafasının kürt sorununda net olamamasıdır. Susması Aynı durum Türk ulusalcılarına karşıda yapamaması.

Türkiye toplumları bundan dolayı neleri kaybetti ? Biliniyormu? Zannetmiyorum. Türkiye toplumları bu süreçte devrimsel atılımları kaybetti.

Yani Kürt siyasalını suçlayarak bir yere varılmıyacağını bende biliyorum.Hatta Kürt siyasalının kendi persfektifinde Türkiye sosyalistlerinden bile daha tutarlı olduğunu biliyorum. Ama mesel bu değil ki. Tutarsız olan Sosyalistler. Ancak bu tutarsılığını açığa çıkarmak öncelikli durumuz oluyor .Yani ortada ne var . ? Kürt siyasalı evet sınıfsal mücadeleyi önlüyor ket vuruyor. O zaman ne yapmak lağzım. Bu da Toplumal alanda rol alan olguyu eleştirererek ortaya çıkar. Yani somut durmun eleştirsiyle. Bundan dolayı Kürt siyasalı   soysalistlerin eleştirel hedeflerinden biri olması kabulü ile olur . Eğer bu yoksa ,olmuyorsa buda eleştiri konusuna girer.   Ne yazık sosyalist bireylerin   bundan haberi   yokmuş gibi tutum içinde olması var.






Bu ileti en son owert tarafından 20.12.2015- 10:34 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 20.12.2015- 11:20


Kardeşim Owert.
Benden alıntıladığı yazı sana yapılan bir eleştiri değildi.
Hem genel tarihide içine alan bir tanımlama hem kendimi de içine alan çaresizliğinde verdiği genel bir eleştiri idi.

Kendim ve bir arkadaşımla neler oluyor neden olmuyor diye bir çok soruyu içine alan bir düşünceden sonra bir çalışma yürüttük bu sürede çok uçuk düşüncelerde aklımızdan geçti.

Çözüm aradık A.GORZ okuduk farklı kaynaklara baş vurduk Marx okuduk. Özelilkle sorunun ve çelişkinin kaynağı tüketim olduğunu ve çözümün de bu zincirden kopuş olduğuna karar verdik.

Ve 3 yıl önce Davit Harvey i bana bir gün gazetesi tanıtı tanıtım hoşuma gitti bana parelel şeyler düşünüyordu bu düşünceyi Rosada görmüştüm Zizekte görmedim.
Karar verdim Davit Harvey okuyacaktım ama yalnızdım yanımda o eski arkadaşım yoktu.

Bu gün bana çözümü ve özneleri Harvey gösteriyor hiç Marxdan kopmadan zamanın en doğru (bana göre) çözümü Harvey de.
Artık sorun küresel çözümde küresel zincirin zayıf halkası da en gelişmiş kapitalist ülkeler. Tehlike gericilik komünizmin önünde sermaye sınıfları engel değil dünya boyutunda sermayeleri en güçlü olanların insanlığı robotlaşmaya götüren gerici politikaları tek engel .

Marx kapitalizmin çöküşünü sermayelerin en az ellerde veya en az şirketlerde toplanması sonucu gerçekleşeceğini kapitali in 1 cildinde söylüyordu.
Bu çöküşün işaretlerini alıyoruz ve bunun kapitalistlerinde farkında olduğunu görüyoruz kapitalizmden şikayet eden kapitalistlere çok rastlamaya başladık .
Ama bu çöküşün önüne biz düşmezsek ve ona doğu yönü gösteremezsek insanlık artık yok olacak. İşte Rosanın korktuğu barbarlığı   yaşıyoruz insan ı kaybetmek üzereyiz
Bu kadar korkunç bir gelecek bizi (insanı) beklerken biz küçük küçük hesaplar peşinde koşuyoruz gereksiz düşmanlar ediniyoruz kayıplarımız hala telafi edemeyeceğimiz büyüklükte değil.

Ben şuna kanaat getirdim artık komünizmi ve bireysel özgürlüğün temellerini şu andan itibaren atmalıyız dünyada üretici güçleri içinde bir çok devrim yaşadık en nihayetinde yapay aklılla da tanıştık . İnsan sistem için ya kopay olarak var ya tüketim zincirinin işlemesi için var üretim alanlarında robotlar kullanılmaya başladı kapitalistler artık ortak mülkiyet sahipleri Hem şirket hem devlet bürokratları egemen sınıf konumunda .

Dünya toplumsal ilerleme için çok şey kazandı komünizm,in burnumuza kokusu geliyor
Bizler artık hesaplarımızı büyütmeliyiz küçük düşmanlar bizi birbirimize düşürür ve hep birlikte kaybederiz .Onun için geçmişin manifestoları idolojileri teorileri bize ışık saçmıyor
Biz bütün tarihin derinliklerinden çıkıp ışığı elimize almalıyız ve rotamızı gördüklerimize göre çizmeliyiz
Yoksa R.Lüxenburg un ya barbarlık ya sosyalizm sözü kulağımıza gelen ses olmaktan çıkar kafamıza çekiç gibi düşer.

Biz kapitalizme vuruşu üretim alanlarında değil tüketim alanlarında vurmalıyız bu vuruşu bizimle çelişki birlikte yaşamayan insanlar içinde fabrikalarda   değil mahallelerde örgütlenerek yapmalıyız bize sonucu grevler değil meydanlar gösterecektir.
İşte o meydanlarda hiç bir kimlik yok sadece ortak yaşam ortak ızdırap var, aşağılanmış onuru kırılmış kobay olarak kullanılmış köle gibi satılmış en alttakiler var. Burada her renkten her milletten her dilden insan var.

Bunları anlatmak istemiştim.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 20.12.2015- 16:33


Bir araba yazı yazmışsın, sonra da sorunu ''tüketimde!'' ve çözümü de Harwey'de bulmuşsun. Sana göre sorun ne idi ki, çözüm tüketimde olsun; sorun özel mülkiyetin kendisinde değil mi? ''Sorun tüketimde'' derken kastın ne? Bir şeyler söylemeye çalışıyorsun da, ne söylemeye çalıştığın anlaşılmıyor. Özel mülkiyet sorun değilse ve sorun üretilenin tüketilmesi ise o zaman tüketim konusundaki iyileştirmeler sorunu giderecek mi? Harwey'den bunu mu anladın, Harwey bunu mu söylüyor?



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 20 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   10   11   12   [13]   14   15   16   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Devrimci örgüt anlayışı üzerine tartışma Köroğlu 1 2150 23.03.2020- 20:13
Etiketler   Örgüt.Örgüt.Örgüt.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS