SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 7 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   2   3   4   [5]   6   7   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 05.10.2014- 14:53


İşçi Partisi'nin içinde pek çok sosyalist olmasına rağmen programı sosyalist bir program olmayabilir. Daha önce de söylediğim gibi İşçi Partisi Türkiye'deki devrim modelinin Kemalist devrim olduğunu söylüyor. Ülke koşullarının şu aşamada sosyalist bir devrime uygun olmadığını ve sosyalist bir sisteme oluşturulabilmesine yönelik engellerin ortadan kaldırılabilmesi için Kemalist devrimin tamamlanmasının gerektiğini düşünüyor. Türkiye'de bu koşullar var. Bu yüzden Türkiye'nin öncelikli devrimi Kemalist devrim olmalıdır. İşçi Partisi'ne göre Türkiye'yi sosyalizme götürecek devrimin adıdır Kemalist devrim ve özünde anti emperyalizm, aydınlanmacılık ve laiklik yatmaktadır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 05.10.2014- 17:13


Eğer bir ülkede kapitalizm geliştiyse kaldıki bugün türkiye orta derecede gelişmiş bir kapitalist ülkedir,o zaman o ülkedeki hakim çelişki emek-sermaye çelişkisidir,o ülkenin önündeki rota da sosyalist devrimdir.Sosyalist devrim,burjuvazinin tamamlayamadığı demokratik görevleri de tamamlamakla yükümlüdür ama demokratik görevlerin tamamlanması yükümlülüğü o devrimi demokratik devrim yapmaz,demokratik görevlerle yüklü sosyalist devrim yapar.
Bugün türkiye de burjuvaziyle işbirliği yaparak demokratik görevlerin tamamlanması gibi düşünceler menşevikçe düşünceler olduğu kadar,türkiye burjuvazisinin gericiliğini ve emperyalizm işbirlikçiliğini gözden kaçırmak demektir.Sistem içinde kalınarak yarım kalmış demokratik görevler tamamlanamaz,proleteryanın önderliğinde tüm ezilmiş kesimleri de içine alarak gerçekleştirilecek bir sosyalist devrimle bugün türkiye ileriye gidebilir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 06.10.2014- 19:46


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Eğer bir ülkede kapitalizm geliştiyse kaldıki bugün türkiye orta derecede gelişmiş bir kapitalist ülkedir,o zaman o ülkedeki hakim çelişki emek-sermaye çelişkisidir,o ülkenin önündeki rota da sosyalist devrimdir.Sosyalist devrim,burjuvazinin tamamlayamadığı demokratik görevleri de tamamlamakla yükümlüdür ama demokratik görevlerin tamamlanması yükümlülüğü o devrimi demokratik devrim yapmaz,demokratik görevlerle yüklü sosyalist devrim yapar.
Bugün türkiye de burjuvaziyle işbirliği yaparak demokratik görevlerin tamamlanması gibi düşünceler menşevikçe düşünceler olduğu kadar,türkiye burjuvazisinin gericiliğini ve emperyalizm işbirlikçiliğini gözden kaçırmak demektir.Sistem içinde kalınarak yarım kalmış demokratik görevler tamamlanamaz,proleteryanın önderliğinde tüm ezilmiş kesimleri de içine alarak gerçekleştirilecek bir sosyalist devrimle bugün türkiye ileriye gidebilir.



Türkiye'de kapitalizm yukardan aşağı inşa edildiği gibi çarpık bir gelişme seyri izlemiştir. Kemalist devrimin Avrupa'daki devrimlere göre geç gerçekleşmesi ve kuruluşta tabanda fazla desteğinin bulunmaması süreç içinde sermayenin gerici kanatlarının iktidara yerleşmesine neden olduğu gibi, 12 eylül sonrasında dincilerinin önünün açılması ve 12 yıldır sermayenin en gerici kanadının işbaşına gelmesiyle tüm demokratik hakların ortadan kaldırılması Türkiye'yi diğer kapitalist ülkelerden ayırıyor. 75 milyonluk ülkede sendikalı işçi sayısı bu gelişmenin tipik bir sonucu. Sendikalı işçilerin çoğunun da gerici sendikalarda örgütlendiğini hesaba katarsak işçi sınıfının devrimde öncülük üstlenebilmesi ancak Kemalist bir devrimle mümkün hale gelebilir. Kemalist devrimin önemsenmesinin nedeni budur. Kemalist devrim Türkiye'li bir devrimdir ve Türkiye koşullarına uygun bir devrim anlayışıdır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 06.10.2014- 20:31


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Eğer bir ülkede kapitalizm geliştiyse kaldıki bugün türkiye orta derecede gelişmiş bir kapitalist ülkedir,o zaman o ülkedeki hakim çelişki emek-sermaye çelişkisidir,o ülkenin önündeki rota da sosyalist devrimdir.Sosyalist devrim,burjuvazinin tamamlayamadığı demokratik görevleri de tamamlamakla yükümlüdür ama demokratik görevlerin tamamlanması yükümlülüğü o devrimi demokratik devrim yapmaz,demokratik görevlerle yüklü sosyalist devrim yapar.
Bugün türkiye de burjuvaziyle işbirliği yaparak demokratik görevlerin tamamlanması gibi düşünceler menşevikçe düşünceler olduğu kadar,türkiye burjuvazisinin gericiliğini ve emperyalizm işbirlikçiliğini gözden kaçırmak demektir.Sistem içinde kalınarak yarım kalmış demokratik görevler tamamlanamaz,proleteryanın önderliğinde tüm ezilmiş kesimleri de içine alarak gerçekleştirilecek bir sosyalist devrimle bugün türkiye ileriye gidebilir.



Türkiye'de kapitalizm yukardan aşağı inşa edildiği gibi çarpık bir gelişme seyri izlemiştir. Kemalist devrimin Avrupa'daki devrimlere göre geç gerçekleşmesi ve kuruluşta tabanda fazla desteğinin bulunmaması süreç içinde sermayenin gerici kanatlarının iktidara yerleşmesine neden olduğu gibi, 12 eylül sonrasında dincilerinin önünün açılması ve 12 yıldır sermayenin en gerici kanadının işbaşına gelmesiyle tüm demokratik hakların ortadan kaldırılması Türkiye'yi diğer kapitalist ülkelerden ayırıyor. 75 milyonluk ülkede sendikalı işçi sayısı bu gelişmenin tipik bir sonucu. Sendikalı işçilerin çoğunun da gerici sendikalarda örgütlendiğini hesaba katarsak işçi sınıfının devrimde öncülük üstlenebilmesi ancak Kemalist bir devrimle mümkün hale gelebilir. Kemalist devrimin önemsenmesinin nedeni budur. Kemalist devrim Türkiye'li bir devrimdir ve Türkiye koşullarına uygun bir devrim anlayışıdır.



İşçi sınıfının örgütlü yapısı hesaba katılmazsa bir devrimi gerçekleştirecek güç sadece silahlı kuvvetler olur. Türkiye'de MDD türü devrim anlayışında asker hep devrimin temel bileşeni haline gelmiştir. İlerici subaylar, zinde kuvvetler denilerek kulaklar hep silahlı kuvvetlerden gelecek tank sesine kilitlenmiştir. Son beklenti 9 Mart'ta 1971'deydi. Olmadı ve olanlar da hep askeri faşizmden örneklerdi. Bunu hatırlatmamın nedeni MDD türü bir devrim, siz ona Kemalist devrim diyorsunuz, en önemli bileşeninden yoksundur. Silahlı kuvvetlerden bundan böyle yeni bir 27 Mayıs beklentisi içine girmenin gerçekliği kalmamıştır. Zinde kuvvetler çıkarıldığında ise, gelişmiş bir kapitalizmde işçi sınıfı yerine soyut halk güzellemeleri bir işe yaramamaktadır. Ya sınıfı yanınıza çekerek sosyalisit devrim savunulacak ya da yeni bir 27 Mayıs, Kemalist devrim beklentisi içine girilerek olmayan zinde kuvvetlerden olmayacak duaya amin moduna girilecek! İşçi Partisi ikinci saflarda!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 06.10.2014- 22:19


bu iki farklı devrim teorisini savunmak solcu veya sosyalist olunmadığı anlamına gelir mi?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 06.10.2014- 23:39


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Eğer bir ülkede kapitalizm geliştiyse kaldıki bugün türkiye orta derecede gelişmiş bir kapitalist ülkedir,o zaman o ülkedeki hakim çelişki emek-sermaye çelişkisidir,o ülkenin önündeki rota da sosyalist devrimdir.Sosyalist devrim,burjuvazinin tamamlayamadığı demokratik görevleri de tamamlamakla yükümlüdür ama demokratik görevlerin tamamlanması yükümlülüğü o devrimi demokratik devrim yapmaz,demokratik görevlerle yüklü sosyalist devrim yapar.
Bugün türkiye de burjuvaziyle işbirliği yaparak demokratik görevlerin tamamlanması gibi düşünceler menşevikçe düşünceler olduğu kadar,türkiye burjuvazisinin gericiliğini ve emperyalizm işbirlikçiliğini gözden kaçırmak demektir.Sistem içinde kalınarak yarım kalmış demokratik görevler tamamlanamaz,proleteryanın önderliğinde tüm ezilmiş kesimleri de içine alarak gerçekleştirilecek bir sosyalist devrimle bugün türkiye ileriye gidebilir.



Türkiye'de kapitalizm yukardan aşağı inşa edildiği gibi çarpık bir gelişme seyri izlemiştir. Kemalist devrimin Avrupa'daki devrimlere göre geç gerçekleşmesi ve kuruluşta tabanda fazla desteğinin bulunmaması süreç içinde sermayenin gerici kanatlarının iktidara yerleşmesine neden olduğu gibi, 12 eylül sonrasında dincilerinin önünün açılması ve 12 yıldır sermayenin en gerici kanadının işbaşına gelmesiyle tüm demokratik hakların ortadan kaldırılması Türkiye'yi diğer kapitalist ülkelerden ayırıyor. 75 milyonluk ülkede sendikalı işçi sayısı bu gelişmenin tipik bir sonucu. Sendikalı işçilerin çoğunun da gerici sendikalarda örgütlendiğini hesaba katarsak işçi sınıfının devrimde öncülük üstlenebilmesi ancak Kemalist bir devrimle mümkün hale gelebilir. Kemalist devrimin önemsenmesinin nedeni budur. Kemalist devrim Türkiye'li bir devrimdir ve Türkiye koşullarına uygun bir devrim anlayışıdır.


Ben türkiye de sermayenin gerici kanatları var,ilerici kanatları var gibi ayrımları kabul etmiyorum.Türkiye sermayesi varolmak,gelişmek,güçlenebilmek,yaşayabilmek için gerici olmuştur ve sermayeden bundan sonra da ilerici olması beklenemez.
Burjuvazinin içindeki örgütlü ve ilerici bir güç olarak ordunun görülmesi ve işçi sınıfının bilinçsiz olması nedeniyle ordunun yada asker-sivil küçük burjuva aydınlarının burjuva demokratik devrim gerçekleştirip,işçi sınıfının önünü açması düşüncesi ise menşevikçe bir düşünce olmasının yanında türk ordusunun yapısını da gözden kaçırmak demektir.Türkiye ordusu natoya üye olunmasının ardından yavaş yavaş emperyalizmin denetimine girmeye başladığı gibi,12 mart ve 12 eylül darbelerinin ardından içindeki ilericiler de tasfiye edilmiştir.Gelinen süreçte ise bugün ergenekon,askeri casusluk,balyoz gibi siyasi operasyonlarla da laiklik konusunda itirazı olanlar yada amerikancı politikalara itirazı olanlar tasfiye edilmiştir.Ordu üzerinden birbirine benzer gözüken ama farklı hedeflerle bir toplumsal değişim hedefleyen doğan avcıoğlu ve mihri belli de yaşarlarken ordudaki bu dönüşümün ve ordu üzerinden ilerici bir atılımın yapılamayacağı gerçeğinin farkına varmışlardı.Bugün kendine zaman zaman ''orducu sosyalist'' diyen yalçın küçük de bunları ifade ediyor.
Bugün türkiyedeki en ilerici kesim işçi sınıfıdır.Sosyalistlerin görevi işçi sınıfı bilinçsiz deyip evde oturmak değil yada gerçekten kopuk bir şekilde ordudan bir şeyler beklemek değildir(Doğu Perinçek ve İP bu hata içinde).Sosyalistlerin görevi işçiyi bilinçlendirmek,işçi sınıfı ideolojisini yaymaktır.
Devrim en ilerici kesim olan işçi sınıfının öncülüğünde,tüm ezilen katmanların birleşimiyle gerçekleşecektir.İşçi sınıfı hegemonyasını taşıyan bu devrim de sosyalist devrim olacaktır.Ordu da türkiye ancak böyle bir devrim sürecinin içine girerse içindeki bazı subaylarla buna dahil olabilir ama önder olarak değil,bir parça olarak.




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 07.10.2014- 00:32 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 07.10.2014- 00:23


Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

bu iki farklı devrim teorisini savunmak solcu veya sosyalist olunmadığı anlamına gelir mi?


Aslında iki farklı değil üç farklı devrim teorisi var.MDD,Demokratik Halk Devrimi ve Sosyalist Devrim.Hatta bir de doğan avcıoğlunun ulusal kurtuluş devrimini tamamlama stratejisi var bunlardan farklı olarak.Mdd,türkiye özelinde mihri bellinin bir teorisidir.Mdd teorisinde mihri belli önderliği burjuvaziye verir,asker-sivil küçük burjuva aydınlarının yarım kalmış demokratik devrimi tamamlamasını,işçi sınıfının da   demokratik devrimin tamamlanmasıyla belli bir gelişime ulaşacağını ayrıca oluşan demokratik ortamın etkisiyle işçi sınıfının daha rahat örgütlenebileceğini,sosyalist devrimin bu şekilde gelebileceğini savunur.Bence özü itibariyle menşevik bir teoridir.
Demokratik halk devrimi ise kapitalizmi geliştirmeyi değil,emperyalist-kapitalist düzene vurulacak ilk darbeyi hedefler.Devrimin önderliği proleteryanın öncü partisindedir ama kurulacak antiemperyalist cepheye tüm ilericiler dahil olabilir.Demokratik halk devrimi işgal altında olan ülkelerde asıl çelişkinin emek-sermaye çelişkisi değil tüm ülke halkının emperyalizmle olan çelişkisinin asıl çelişki olduğunu belirtir.Hedef,proleteryanın öncü partisinin önderliğinde burjuvazinin bağımsızlıkçı kesiminin de içinde olduğu bir cephe kurarak,emperyalizmi ülkeden kovmaktır.Buradan sonra ise kesintisiz devrimlerle sosyalizme geçmeyi hedefler.Hikmet Kıvılcımlı,Mahir Çayan,Deniz Gezmiş,İbrahim Kaypakkaya demokratik halk devrimini savunmuştur.Çin de mao'nun liderliğinde gerçekleştirilen devrim demokratik halk devrimidir.
Doğan Avcıoğlu ise ulusal kurtuluş devrimini tamamlama stratejisinde,türkiye de işçi sınıfının nicel ve nitelik olarak yeterli olmadığını,türkiye ordusunun ise batıdaki ordulardan farklı olarak devrimci bir yapısı olduğunu,türkiye de bugüne kadarki bütün devrimleri asker-sivil aydınların gerçekleştirdiğini,bundan sonra yaşanacak devrimin de asker-sivil aydınların liderliğinde olacağını savunur.Aşağıdan yukarı değil,yukardan aşağı bir devrim modelini benimser.Ekonomik modelleri de üçe ayıran avcıoğlu amerikancı kalkınma modeli,sosyalist kalkınma modeli ve milli devrimci kalkınma modeli olarak açıkladığı üç ekonomik modelden milli devrimci kalkınma modelini savunur.Milli devrimci kalkınma modeline yer yer devlet kapitalizmi de der.Avcıoğlunun devlet kapitalizminin japonyanın 19.yy da yaptığı gibi kapitalizmi geliştirmeyi amaçlayan bir devlet kapitalizmi olmadığını biliyoruz.Sosyalizmi getirmeyi amaçlayan bir devlet kapitalizmini mi savunuyordu sorusu ise,avcıoğlunun ucu açık yazılarından dolayı belirsiz.Sonuç olarak Doğan Avcıoğlu ve savunduğu devrim stratejisi ilerici ve özgül bir strateji olmasına rağmen başarızlığa uğradı.Bu başarızlık üzerine avcıoğlu ve türkiye sosyalist solu gördüki artık ordu üzerinden ilerici bir atılım beklenemez.İşçi sınıfı ise 15-16 haziran direnişiyle önderliği ele almaya hazır olduğunu gösteriyordu.
Mihri Belli'nin mdd'si,avcıoğlunun ulusal kurtuluş devrimini tamamlama stratejisi ve demokratik halk devrimi,her ne kadar ilerici tezler olsa da bugün itibariyle bu tezlerin üçü de geçerliliğini dayanaklarıyla birlikte yitirmişlerdir.Bu üç tezden birini savunmak bence boş bir hayalcilik olur.Önümüzdeki yön sosyalist devrimdir.
Sosyalist devrim stratejisi ise hem bugün,hemde dün için en doğru stratejiydi.Kapitalizmin belli bir   gelişim gerçekleştirdiği bir ülkede asıl çelişki emek-sermaye çelişkisidir hedef ise sosyalist devrimdir.1960'lar türkiyesinde de kapitalizm gelişmişti ve işçi sınıfı sosyalist devrime önderlik edecek güçteydi bugün de öyle.Bugün türkiye de bütün muhalif hareketlere baktığımız da gezi isyanı,tekel direnişi,yatağan işçilerinin mücadelesi bunların hepsinde emekçiler ön planda.Sosyalistlerin yapması gereken akp'ye karşı artan bu emekçi muhalif dinamiğine sosyalist bilinç vermek ve örgütlemek.Bence önümüz açık.




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 07.10.2014- 00:40 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 07.10.2014- 11:51


Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

bu iki farklı devrim teorisini savunmak solcu veya sosyalist olunmadığı anlamına gelir mi?


Farklı devrim teorilerini savunmak, savunulan teorilerin yanlış olması durumunda bile o teorileri savunan kişilerin sosyalist olmadığı anlamına gelmez.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 7 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   2   3   4   [5]   6   7   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör solcu, sosyalist, ilerici kimdir. yura 25 17613 12.01.2023- 17:48
Konu Klasör Kimdir bu El Şebab? denizcan 0 3127 22.01.2015- 21:24
Konu Klasör Ezidiler kimdir? proleter 2 5263 16.08.2014- 20:59
Konu Klasör ''Gerçek komünist'' kimdir? melnur 58 35353 21.01.2020- 01:49
Konu Klasör Ekmeleddin İhsanoğlu kimdir? abbas 119 66622 30.07.2014- 11:44
Etiketler   Solcu,   kimdir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS