SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 7 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   4   5   6   [7] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 21.11.2014- 19:39


Ona ikinci enternasyonal solcusu denir, namı diğer, dönek:)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 22.11.2014- 20:58


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Eğer bir ülkede kapitalizm geliştiyse kaldıki bugün türkiye orta derecede gelişmiş bir kapitalist ülkedir,o zaman o ülkedeki hakim çelişki emek-sermaye çelişkisidir,o ülkenin önündeki rota da sosyalist devrimdir.Sosyalist devrim,burjuvazinin tamamlayamadığı demokratik görevleri de tamamlamakla yükümlüdür ama demokratik görevlerin tamamlanması yükümlülüğü o devrimi demokratik devrim yapmaz,demokratik görevlerle yüklü sosyalist devrim yapar.
Bugün türkiye de burjuvaziyle işbirliği yaparak demokratik görevlerin tamamlanması gibi düşünceler menşevikçe düşünceler olduğu kadar,türkiye burjuvazisinin gericiliğini ve emperyalizm işbirlikçiliğini gözden kaçırmak demektir.Sistem içinde kalınarak yarım kalmış demokratik görevler tamamlanamaz,proleteryanın önderliğinde tüm ezilmiş kesimleri de içine alarak gerçekleştirilecek bir sosyalist devrimle bugün türkiye ileriye gidebilir.



Türkiye'de kapitalizm yukardan aşağı inşa edildiği gibi çarpık bir gelişme seyri izlemiştir. Kemalist devrimin Avrupa'daki devrimlere göre geç gerçekleşmesi ve kuruluşta tabanda fazla desteğinin bulunmaması süreç içinde sermayenin gerici kanatlarının iktidara yerleşmesine neden olduğu gibi, 12 eylül sonrasında dincilerinin önünün açılması ve 12 yıldır sermayenin en gerici kanadının işbaşına gelmesiyle tüm demokratik hakların ortadan kaldırılması Türkiye'yi diğer kapitalist ülkelerden ayırıyor. 75 milyonluk ülkede sendikalı işçi sayısı bu gelişmenin tipik bir sonucu. Sendikalı işçilerin çoğunun da gerici sendikalarda örgütlendiğini hesaba katarsak işçi sınıfının devrimde öncülük üstlenebilmesi ancak Kemalist bir devrimle mümkün hale gelebilir. Kemalist devrimin önemsenmesinin nedeni budur. Kemalist devrim Türkiye'li bir devrimdir ve Türkiye koşullarına uygun bir devrim anlayışıdır.


Ben türkiye de sermayenin gerici kanatları var,ilerici kanatları var gibi ayrımları kabul etmiyorum.Türkiye sermayesi varolmak,gelişmek,güçlenebilmek,yaşayabilmek için gerici olmuştur ve sermayeden bundan sonra da ilerici olması beklenemez.
Burjuvazinin içindeki örgütlü ve ilerici bir güç olarak ordunun görülmesi ve işçi sınıfının bilinçsiz olması nedeniyle ordunun yada asker-sivil küçük burjuva aydınlarının burjuva demokratik devrim gerçekleştirip,işçi sınıfının önünü açması düşüncesi ise menşevikçe bir düşünce olmasının yanında türk ordusunun yapısını da gözden kaçırmak demektir.Türkiye ordusu natoya üye olunmasının ardından yavaş yavaş emperyalizmin denetimine girmeye başladığı gibi,12 mart ve 12 eylül darbelerinin ardından içindeki ilericiler de tasfiye edilmiştir.Gelinen süreçte ise bugün ergenekon,askeri casusluk,balyoz gibi siyasi operasyonlarla da laiklik konusunda itirazı olanlar yada amerikancı politikalara itirazı olanlar tasfiye edilmiştir.Ordu üzerinden birbirine benzer gözüken ama farklı hedeflerle bir toplumsal değişim hedefleyen doğan avcıoğlu ve mihri belli de yaşarlarken ordudaki bu dönüşümün ve ordu üzerinden ilerici bir atılımın yapılamayacağı gerçeğinin farkına varmışlardı.Bugün kendine zaman zaman ''orducu sosyalist'' diyen yalçın küçük de bunları ifade ediyor.
Bugün türkiyedeki en ilerici kesim işçi sınıfıdır.Sosyalistlerin görevi işçi sınıfı bilinçsiz deyip evde oturmak değil yada gerçekten kopuk bir şekilde ordudan bir şeyler beklemek değildir(Doğu Perinçek ve İP bu hata içinde).Sosyalistlerin görevi işçiyi bilinçlendirmek,işçi sınıfı ideolojisini yaymaktır.
Devrim en ilerici kesim olan işçi sınıfının öncülüğünde,tüm ezilen katmanların birleşimiyle gerçekleşecektir.İşçi sınıfı hegemonyasını taşıyan bu devrim de sosyalist devrim olacaktır.Ordu da türkiye ancak böyle bir devrim sürecinin içine girerse içindeki bazı subaylarla buna dahil olabilir ama önder olarak değil,bir parça olarak.



Sermayenin ekonomik alanda çıkarları açısından farklı kesimler olmayabilir. Küçük sermayeyi saymazsak kapitalizmin gelişimi bu farkların azalmasına yol açmış da olabilir. AKP kendi sermaye sınıfını yaratırken büyük sanayi burjuvazisinin çıkarlarını da yok sayamaz. Bu bakımdan söylediğinize katılıyorum. Ancak konuyu kültürel alana getirdiğimizde farkların olmadığını söylemek imkansız hale gelmektedir. AKP'nin bu alanda gerici siyaseti büyük sermayenin de tepkisini çekebilmektedir. Haziran direnişinde Koç grubunun gezicilere verdiği destek bu farklılığın tipik bir örneği. Bu bakımdan sermayeyi yekpare bir bütün olarak düşünmek bence hatalıdır.

Türkiye'de aydınlanmadan asla taviz vermeyecek önemli bir laik kesim de düşünüldüğünde işçi sınıfının önünü açabilecek bir demokratik aşamaya geçilebilir. Böyle bir stratejik tavır bence sosyalist devrimden önce gerekli bir hale gelmiştir. Bu koşullar sürdüğü sürece halk kitlelerinin gerici düzene bağlılığını önleyebilmek pek de mümkün olmayacak görünüyor.




abbas, demokratik devrimi savunuyorsun ancak bu devrime kimin öncülük yapacağını söylemiyorsun. Demokratik devrim burjuva devrimdir, kapitalist bir ülkede nasıl bir burjuva devrimden bahsediyorsun? Öncülüğü sosyalistler yapacaksa o zaman da neden burjuva demokratik devrim?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 23.11.2014- 00:37


Küçük burjuvazinin önderliğinde Kemalist devrim yaparak burjuva devrimini tamamlayacaklar, sonra da sıra sosyalizme gelecek! Ancak şu konuyu kaçırıyorlar; küçük burjuvazi iktidara geldiğinde neden sosyalizme yönelsin? Sınıfsal çıkarları sosyalizmde değil ki. Onların emperyalizme bağlanma dışında bir şansları var mı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 23.11.2014- 12:46


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Küçük burjuvazinin önderliğinde Kemalist devrim yaparak burjuva devrimini tamamlayacaklar, sonra da sıra sosyalizme gelecek! Ancak şu konuyu kaçırıyorlar; küçük burjuvazi iktidara geldiğinde neden sosyalizme yönelsin? Sınıfsal çıkarları sosyalizmde değil ki. Onların emperyalizme bağlanma dışında bir şansları var mı?


Dediklerinize katılıyorum birde şöyle bir ek yapayım;İşçi partili arkadaşlar bir noktayı gözden kaçıyırıyorlar türkiye burjuvazisi laiklikten vazgeçmiş durumda.Türkiye burjuvazisi için laiklik artık hiçbir şey ifade etmiyor.1923 devrimiyle ilerici bir atılım yapan türkiye burjuvazisi zamanla kendi getirdiği aydınlanmaya,laikliğe ihanet etmiş,kapitalist sömürü mekanizmalarını koruyabilmek için aşama aşama laikliğin altını oymuştur.1950'den sonra başlayan 12 eylül darbesiyle zirveye ulaşan toplumu dinselleştirme,imam hatipleri yayma çabası 90'lardan itibaren meyvesini vermeyi başarmış önemli bir dinci nesil yetişmiş ve bunlar devlete egemen olup altı oyulan eski rejimi tamamen yıkmışlardır.Mesela abbas arkadaş demiş ki;koç,sabancı vesairenin akp ile kültürel farklıkları var.Evet var ama bu onların dinsel bir topluma,dinselleşmeye karşı çıkmaları için geçerli bir neden değil.Onlar bir şekilde villalarında,sitelerinde,yatlarında kendi yaşam tarzlarını koruyabiliyorlar.Akp dinsel bir parti diye AKP'ye karşı bir devrimi desteklemezler,akp'yi yaratan zaten kendileri.Akp ile çelişkileri kültürel konulardan değil ekonomik konulardan kaynaklanırsa kaynaklanıyor.Ama şu an içinde AKP'den daha iyi bir parti yok ellerinde.Emperyalizmin,sermayenin denetimindeki orduya öncülük atfedip bizzat ordunun öncülüğünde bir devrim beklemek de başka bir hayalcilik.Türkiye de bundan sonra laiklik,aydınlanma ancak sosyalist devrimle,sosyalist cumhuriyet mücadelesiyle korunabilir.Sistemin laikliğe ihtiyacı olmadığı için sistem içi bir laiklik mücadelesi başarızlığa mahkumdur.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 23.11.2014- 12:57


İşçi Partisinin devrim şeması benim anladığım kadarıyla;ordunun öncülüğünde,sermayenin millici,aydınlanmacı kanadıyla bir devrim gerçekleşecek.Bu devrim laikliği yeniden inşa edecek.Toprak reformu sorununu,ulusal sorunu çözecek.İşçi Partisi de bu sürecin içinde etkili bir bileşen olarak yer almaya çalışacak.Bu şekilde demokratik devrim tamamlanıp bunun üzerinden sosyalizme geçilecek.
Tabii bu anlayış bizde emperyalizmin içsel bir öğe olması nedeniyle sermayenin herhangi bir millici kanadı bulunmadığını,aydınlanmanın sermaye için bir anlam ifade etmediğini,türkiye kapitalizminin kemalizme ihtiyaç duymaması nedeniyle ordunun da böyle bir devrime öncülük etmesinin mümkün olmadığını gözden kaçırıyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.017
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 31.12.2014- 21:53


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

bu iki farklı devrim teorisini savunmak solcu veya sosyalist olunmadığı anlamına gelir mi?


Farklı devrim teorilerini savunmak, savunulan teorilerin yanlış olması durumunda bile o teorileri savunan kişilerin sosyalist olmadığı anlamına gelmez.



munzur, burada tam olarak ne söylemek istedin?




[quote=] Çok basit, sosyalist olan bir kişinin sosyalist devrim ya da burjuva devrimini savunuyor olması onun sosyalist olup olmadığını belirlemez. Doğru ya da yanlış bir devrimi savunduğu anlamına gelir.  




[quote=] Doğru ya da yanlış bir devrimi savunuyor olması, yanlış analiz yaptığı anlamına geliyorsa, bu yanlış analiz sosyalizmi farklı biliyor olmasından ileri gelebilir. Bu durumda o kişiye de sosyalist denilebilir mi? Bence denilmemesi gerekiyor, daha doğru bir ifadeyle o kişinin bilimsel sosyalizmi savunmadığı anlamına gelir.    



O kadar çok soyutlama yapıyorsunuz ki, ne dediğiniz hiç anlaşılmıyor. Tartışılan konuyu biraz daha somut hale getirin ki, bizim gibi cahiller neyi tartıştığınızı anlasın:)




Komünist ideolojiyi savunmak her konuda doğru sonuçlar veren siyasetler üretildiği anlamına gelmiyor. Bu bağlamda yanlış devrim teorisi de savunulabilir. Yanlış devrim teorisinin savunulması o partinin komünist olmadığı anlamına gelmez. Benim söylemek istediğim buydu.



Bu konuda sizin kadar emin değilim. Kendine komünist diyen biri, devrimi reformlara bağlarsa, proletarya diktatörlüğünü reddederse, sınıfsız toplumun kapitalizmin evrilmesiyle ortaya çıkacağını savunursa o kişiye komünist diyebilir miyiz?


*********************

Sn.munzur, bu sorunuza çok güzel yanıt vermiş: ''DÖNEK!'' Aynen öyle. Başka adları da var. ''İkinci enternasyonal solcusu'', ''oportünist'' vb. Marks'ı Lenin'den ayıramazsınız. Lenin Marks dönemindeki boşluğu doldurmuştur. Lenin'i Marks'tan veya sosyalist ideolojinin temel çıktılarını-tezlerini birbirinden kopardığınızda ideolojinin bütünlüğünü de bozmuş olur ve ML'in dışına savrulmuş olursunuz. Basit bir örnek; Marks'ın temel tezler olarak koyduğu sosyalizm düşüncesini bilimsel, öncesini ütopik yapan şeyin ne olduğu konusunda pek çok şey söylenebilir. Söylenenlerin Marks'ın sosyalizmi ile öncesindeki ütopik sosyalizm arasında bir kopuşa neden olduğu da ileri sürülebilir. Ama temel vurgu gözden kaçırılırsa Marks adına Marksizmden kopuş da kaçınılmaz bir hale gelebilir.

Bir örnek vermek istiyorum. Yine kulaklarını çınlatacağım, yazıyazforum'da Sn.baykuş adlı bir üyemiz vardı. Marksist olduğunu söylerdi ancak Marks'ın bu temel saptamaları konusunda fazla duyarlı değildi ( böyle söyleyelim). ( Bu arada umarım sağlığı yerindedir. SOLPaylaşım açıldığında üye oldu, bir daha da ortada görülmedi.) Aslında bu şekilde düşünen çok kişi var. Şuraya gelmek istiyorum. Marksizmi ütopik sosyalizmden ayıran temel vurgu ''işçi sınıfı devrimciliği'' vurgusudur. Marks böyle bir halka yakalayarak tarihi dönüştürecek olan sınıfın proletarya olduğunu bilimsel olarak ortaya koyabilmiştir. Kendisinden önce proletarya kavramı kullanılmış olsa da. Sosyalist ideolojinin ML'in temeli bu saptamada yatar. Yukarıda verilen örneklerin yanında bu olgu reddedildiğinde tarihin başlangıcını yaratacak olanın işçi sınıfı devrimciliğinde yattığı gerçeğine gözler kapandığında ortada bilimsel sosyalist ideoloji diye bir şey kalmaz. Proletaryayı kabullenip gözüküp, siyasal devrim perspektifini reddedenler için de aynı eleştirel yaklaşım geçerlidir. Dolayısıyla 'marksistim'', Leninistim'', ''sosyalizm-komünizmi savunuyorum'' şeklindeki açıklamalar önemli olmakla birlikte yeterli değildir. Sözde sol-sosyalist forumlarda bir yığın örneği var bunun.





Bu ileti en son melnur tarafından 31.12.2014- 21:54 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 31.12.2014- 22:36


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Küçük burjuvazinin önderliğinde Kemalist devrim yaparak burjuva devrimini tamamlayacaklar, sonra da sıra sosyalizme gelecek! Ancak şu konuyu kaçırıyorlar; küçük burjuvazi iktidara geldiğinde neden sosyalizme yönelsin? Sınıfsal çıkarları sosyalizmde değil ki. Onların emperyalizme bağlanma dışında bir şansları var mı?


Dediklerinize katılıyorum birde şöyle bir ek yapayım;İşçi partili arkadaşlar bir noktayı gözden kaçıyırıyorlar türkiye burjuvazisi laiklikten vazgeçmiş durumda.Türkiye burjuvazisi için laiklik artık hiçbir şey ifade etmiyor.1923 devrimiyle ilerici bir atılım yapan türkiye burjuvazisi zamanla kendi getirdiği aydınlanmaya,laikliğe ihanet etmiş,kapitalist sömürü mekanizmalarını koruyabilmek için aşama aşama laikliğin altını oymuştur.1950'den sonra başlayan 12 eylül darbesiyle zirveye ulaşan toplumu dinselleştirme,imam hatipleri yayma çabası 90'lardan itibaren meyvesini vermeyi başarmış önemli bir dinci nesil yetişmiş ve bunlar devlete egemen olup altı oyulan eski rejimi tamamen yıkmışlardır.Mesela abbas arkadaş demiş ki;koç,sabancı vesairenin akp ile kültürel farklıkları var.Evet var ama bu onların dinsel bir topluma,dinselleşmeye karşı çıkmaları için geçerli bir neden değil.Onlar bir şekilde villalarında,sitelerinde,yatlarında kendi yaşam tarzlarını koruyabiliyorlar.Akp dinsel bir parti diye AKP'ye karşı bir devrimi desteklemezler,akp'yi yaratan zaten kendileri.Akp ile çelişkileri kültürel konulardan değil ekonomik konulardan kaynaklanırsa kaynaklanıyor.Ama şu an içinde AKP'den daha iyi bir parti yok ellerinde.Emperyalizmin,sermayenin denetimindeki orduya öncülük atfedip bizzat ordunun öncülüğünde bir devrim beklemek de başka bir hayalcilik.Türkiye de bundan sonra laiklik,aydınlanma ancak sosyalist devrimle,sosyalist cumhuriyet mücadelesiyle korunabilir.Sistemin laikliğe ihtiyacı olmadığı için sistem içi bir laiklik mücadelesi başarızlığa mahkumdur.



Büyük burjuvazinin devrimi destekleyip desteklememelerinin belirleyici bir özelliği yok. Küçük burjuvazinin önderliği konusundan anlaşılması gereken parti dışında bir küçük burjuva önderliğiyle devrimin olacağı da değil. Çok açık söylüyorum, Türkiye'de devrim doğrudan doğruya işçi sınıfı örgütlenmesi sonucu olmayacaktır. Türkiye'nin nesnel koşulları buna uygun değil. Fidel Castro Küba'da devrim ateşini yaltığında ne işçi sınıfından söz ediyor ne de sosyalizmi amaçlıyordu. Küba'daki diktatörü devirmek amaçlanmıştı. İktidar alındıktan sonra Küba komünist partisi ile birleşildi ve bugüne geldiler. Türkiye'de bu yüzden Kemalizm saf dışı bırakılarak iktidar mücadelesi verilemez.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.017
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 01.01.2015- 20:21


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Küçük burjuvazinin önderliğinde Kemalist devrim yaparak burjuva devrimini tamamlayacaklar, sonra da sıra sosyalizme gelecek! Ancak şu konuyu kaçırıyorlar; küçük burjuvazi iktidara geldiğinde neden sosyalizme yönelsin? Sınıfsal çıkarları sosyalizmde değil ki. Onların emperyalizme bağlanma dışında bir şansları var mı?


Dediklerinize katılıyorum birde şöyle bir ek yapayım;İşçi partili arkadaşlar bir noktayı gözden kaçıyırıyorlar türkiye burjuvazisi laiklikten vazgeçmiş durumda.Türkiye burjuvazisi için laiklik artık hiçbir şey ifade etmiyor.1923 devrimiyle ilerici bir atılım yapan türkiye burjuvazisi zamanla kendi getirdiği aydınlanmaya,laikliğe ihanet etmiş,kapitalist sömürü mekanizmalarını koruyabilmek için aşama aşama laikliğin altını oymuştur.1950'den sonra başlayan 12 eylül darbesiyle zirveye ulaşan toplumu dinselleştirme,imam hatipleri yayma çabası 90'lardan itibaren meyvesini vermeyi başarmış önemli bir dinci nesil yetişmiş ve bunlar devlete egemen olup altı oyulan eski rejimi tamamen yıkmışlardır.Mesela abbas arkadaş demiş ki;koç,sabancı vesairenin akp ile kültürel farklıkları var.Evet var ama bu onların dinsel bir topluma,dinselleşmeye karşı çıkmaları için geçerli bir neden değil.Onlar bir şekilde villalarında,sitelerinde,yatlarında kendi yaşam tarzlarını koruyabiliyorlar.Akp dinsel bir parti diye AKP'ye karşı bir devrimi desteklemezler,akp'yi yaratan zaten kendileri.Akp ile çelişkileri kültürel konulardan değil ekonomik konulardan kaynaklanırsa kaynaklanıyor.Ama şu an içinde AKP'den daha iyi bir parti yok ellerinde.Emperyalizmin,sermayenin denetimindeki orduya öncülük atfedip bizzat ordunun öncülüğünde bir devrim beklemek de başka bir hayalcilik.Türkiye de bundan sonra laiklik,aydınlanma ancak sosyalist devrimle,sosyalist cumhuriyet mücadelesiyle korunabilir.Sistemin laikliğe ihtiyacı olmadığı için sistem içi bir laiklik mücadelesi başarızlığa mahkumdur.



Büyük burjuvazinin devrimi destekleyip desteklememelerinin belirleyici bir özelliği yok. Küçük burjuvazinin önderliği konusundan anlaşılması gereken parti dışında bir küçük burjuva önderliğiyle devrimin olacağı da değil. Çok açık söylüyorum, Türkiye'de devrim doğrudan doğruya işçi sınıfı örgütlenmesi sonucu olmayacaktır. Türkiye'nin nesnel koşulları buna uygun değil. Fidel Castro Küba'da devrim ateşini yaltığında ne işçi sınıfından söz ediyor ne de sosyalizmi amaçlıyordu. Küba'daki diktatörü devirmek amaçlanmıştı. İktidar alındıktan sonra Küba komünist partisi ile birleşildi ve bugüne geldiler. Türkiye'de bu yüzden Kemalizm saf dışı bırakılarak iktidar mücadelesi verilemez.



Fidel Castro'nun Küba'sı ile, Mao'nun Çin'iyle bugünkü Türkiye arasında dağlar kadar fark var. Türkiye kapitalist bir ülkedir ve temel sınıflar ortaya çıkmıştır. Küba ve Çin'i örnek göstererek Türkiye'de sosyalist devrim dışında bir devrim seçeneği önermek sözünü ettiğiniz nesnelliğe aykırı. Şöyle de sorabiliriz; sosyalist devrimin gerçekleşme koşulları için daha nasıl bir nesnellik gerek? Nasıl bir nesnel koşul size göre sosyalist devrimi gündeme getirecek?

Kemalist devrim bugünün Türkiye'si için çok soyut kaçıyor. Büyük burjuvazi dışında Türkiye'de hiç bir sınıfın çıkarının bugünkü yapıya uygun olmaması, söylediğinizin tersine sosyalist devrimi güncel hale getiriyor. Burada sorun, kitleyi o büyük hesaplaşmaya hazırlayabilmekten geçiyor. Sosyalistlerin konuya başka bir perspektiften bakmaları sosyalist mücadelenin daralmasından başka bir işe de yaramıyor.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 7 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   4   5   6   [7] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 3 kişi görüntülüyor:  3 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör solcu, sosyalist, ilerici kimdir. yura 25 17612 12.01.2023- 17:48
Konu Klasör Kimdir bu El Şebab? denizcan 0 3127 22.01.2015- 21:24
Konu Klasör Ezidiler kimdir? proleter 2 5262 16.08.2014- 20:59
Konu Klasör ''Gerçek komünist'' kimdir? melnur 58 35352 21.01.2020- 01:49
Konu Klasör Ekmeleddin İhsanoğlu kimdir? abbas 119 66618 30.07.2014- 11:44
Etiketler   Solcu,   kimdir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS